- Geçen haftaki yan hakem 2, Trabzon maçındaki yan hakem ise 3 puan kazandırdı Fener'e... Bu 5 puan Yıldırım'ın sayesinde geldi - Aziz Yıldırım öyle bir çıkış yaptı ki Mahmut Özgener'i, Oğuz Sarvan'ı susturdu, hakemlerde yürek kalmadı - Yarın F.Bahçe şampiyon olur da Daum, 'Ben yaptım' derse Yıldırım ne diyecek? Ondan evvel ben diyeceğim: 'Sen mi yaptın!' - Güneş yaptığı 3 değişiklikle F.Bahçe'nin ekmeğine yağ sürdü. Kötü bir kenar yöneticisi ve yenilginin baş sorumlusuydu _Güneş'in takımın başına geçmesiyle toparlanma sinyalleri veren Trabzonspor, Fenerbahçe'ye yenilmekten kurtulamadı.
Nasıl buldunuz iki takımın ortaya koyduğu futbolu? Şenol Güneş'in gelmesiyle, 'Trabzon'un kazanmaya başlamasıyla arasında kurulacak bağın' yanlış olacağını söyledim ben... 'Gökten biri gelecek, sopayla omzuna dokunacak ve takım birden bire mucizeler yaratmaya başlayacak.' Futbolda böyle bir şey yok. Beklemek lazım. Bu beklemenin süreci de var. Şenol Güneş'in bir talihi belki ligin devre arasına denk gelmesi. Güneş'in Trabzon'daki katkılarının ne olacağını biz ligin ikinci yarısından itibaren görmeye başlayacağız. Şu anda Şenol Güneş, Trabzon'a sadece bir moral katkısı sağlayabilir. Dillerinden anlamayan bir hoca gitti, Trabzonlu bir hoca geldi. Daha önce başarısız olmasına ve gönderilmesine rağmen... Bu defa yurt dışında oldukça uzun süren adeta bir doktora dönemi geçirdiği düşünüldü. Bu Trabzon'a yeni bir heyecan verdi. Mesela Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer'i yan yana Trabzon maçı izlerken gördüm. Ahmet Suat Yazıcı ile Özkan Sümer, Trabzon'un 6 kez Türkiye şampiyonluğuna ulaştığı dönemin hocaları. Yani Trabzon'u, Trabzon yapan insanlar; onlar bile heyecanlanıp maça gelmişler. Ama yeni bir hocanın futbolcuları ne kadar tanıdığını da dikkate alarak kenar yönetimine bakabilirsin. Şimdi Güneş'in bu maçtaki kenar yönetimi başarılı değil bence... Yaptığı 3 değişiklik de Fenerbahçe'nin ekmeğinin üstüne yağ sürdü. Kenara alınan adamlar ilk çıkacak oyuncular değildi. Trabzon'un çok iyi işleyen kanat akınları üzerine düşünmüş oyunu. Galatasaray'ın zaman zaman oynadığı gibi ikili akınları sağdan ve soldan yapmayı planlamış. Ömer Aysan ile Alanzinho sağdan ikili akınlar yapacak, soldan Colman ya da Serkan, değişerek ikili akınlar yapacak ve Fenerbahçe'nin beklerini zorlayacak. Nitekim zorladılar da!.. Yürüyordu bu sistem. Ama öyle değişiklikler yaptı ki Ömer Aysan'ı oyundan aldı, Serkan'ın yerini değiştirdi, kanat akınlarını öldürdü. Orta sahada oyun kurma, top taşıma durumundaki iki adamın ikisi de bence çok başarısızdı. Selçuk ve Alanzinho... Selçuk'u 90 dakika oyunda tuttu! Bence ilk değişmesi gereken adam oydu. Colman'dan önce, Gabriç'ten önce... Selçuk'u oyunda tuttu ve Alanzinho'nun çok koşmasına, çok hırslı olmasına rağmen Trabzon için değil kendisi için oynadığını fark edemedi ve Alanzinho'nun yaptıklarına bakın, gerek pas olarak, gerek şut olarak, hepsinde top Fenerbahçe'ye gitti. Alanzinho etrafında bir tur dönmeden, eski Tugay gibi, topu ayağından çıkarmayı düşünmediği için Trabzon akınlarında geciktirici rol oynadı. Fenerbahçe savunmasının gafil avlanmasını önleyen adam oldu. Hem hücuma kaldırırken takıma zararlıydı, hem de bitiriş hamlelerinde hep yanlıştı. Yanlış paslar verdi, yanlış tercihler yaptı ve çok yanlış şutlar attı. O Alanzinho'yu oyunda tutarken, oyunu oyun yapanları kenara aldı.
AKILLI OYNADILAR Fenerbahçe savunmasına karşı hava toplarıyla hücum etmek intihar. Lugano ile Bilica 'aman topu bana atın' diye bağırıyorlar, zevkten dört köşe oluyorlardı. Oysa bunların ikisi de yerden çok kolay geçilen, penaltıya sebep olabilen adamlar. Bunların üstüne üstüne oynayacaksın. Ama akla hayale gelmez bir doldur boşalt oynadı Trabzon!.. Bunu da fark etmedi Şenol Güneş. 'Ne yapıyorsunuz?' demedi, 'Topu yere indirin?' demedi, hele ikinci yarıda, Trabzon 1-0 mağlupken ve de çok şiddetli bir rüzgara karşı oynarken, topu havadan oynamak inanılır gibi değil. Fenerbahçe'yi geç, öyle bir fırtınada topu havaya kaldırmak, 'oyun kurmamak' demek. Bunun bile farkına varamadı. Kötü bir kenar yöneticisiydi Şenol Güneş ve mağlubiyetin baş sebeplerinden biriydi bence... Fenerbahçe sezon başından beri en iyi futbolunu oynadı.
_Sahaya sezon başından bu yana ideal' denilebilecek bir kadro ile çıktı. Bunun karşılığını girdiği pozisyonlar ve aldığı galibiyetle de fazlasıyla aldı. Bir defa akıllı oynadı, derli toplu oynadı ve çok etkili oynadı. Maçın 50. dakikasına geldiğinde, top genelde Trabzon'da, koşan takım genelde Trabzon ama hissediyorsun ki etkili takım Fenerbahçe... Tabii bir de maçın başında dönüm noktası vardı. Geçen hafta maçın sonundaydı o dönüm noktası, bu defa maçın başında... 6. dakikada Alanzinho'nun kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyon yüzde 99.9 gol pozisyonuydu. Bomboş kaleye topu vuracaktı, aynen Keita ile Kewell'ın attığı gol gibi bir pozisyondu o. Kaçmasına imkan yoktu. Şimdi burada önemli olan konu şu; ligin bitmesine iki hafta kala Aziz Yıldırım, Türkiye'deki bütün hakemleri açık seçik tehdit etti. Federasyonu da tehdit etti. Federasyon olayı resmen geçiştirdi. Merkez Hakem Komitesi ve onun başkanı Oğuz Sarvan 'gık' diyemedi. Böylece "Ben sizin ekmeğinizle oynarım" diyen Aziz Yıldırım ile hakemler baş başa kaldı. Şimdi sen bir hakemsin... Bir pozisyonu izliyorsun ve 'gol mü, değil mi' yüzde 100 emin değilsin. 'Ofsayt mı, değil mi' emin değilsin. Ama şundan eminsin. Verdiğin karar Fenerbahçe lehine olursa yanlış bir karar vermiş bile olsan seni kimse yargılamaz bu ülkede. Medya olayı geçiştirir, unutur; Aziz Yıldırım da mutlu olur. Ama ya maazallah olmayan bir golü vermişsen ya da ofsaytken 'devam' demişsen bu Aziz Yıldırım da bu medya da seni bitirir. Bir daha sana bayrak vermez MHK ve senin hakemliğin sona erer. Şimdi böyle bir durumda sen hakem olsan, santraya koşup gol kararı verir misin!.. Sen hakem olsan 'ofsayt değil' diye devam işareti yapıp korner direğine koşar mısın! İşte Fenerbahçe'nin yediği golü yermeyen yan hakemin bugün adını hatırlayan var mı! Bir haftada unutuldu her şey, geçti gitti... Ama tersi olsaydı, o top çizgiyi geçmemiş olsaydı, Erman Toroğlu'nun tuvalet kağıdı gösterilerinde ve de yan hakem golü vermiş olsaydı bu yan hakem, hakem miydi!
KİMSE YAZMADI Aynı şey Alanzinho'nun pozisyonunda oldu. Alanzinho'nun 'ofsayt' gerekçesiyle kesilen atağının maçın dönüm noktası olduğunu anlatan bir tane başlık yok, bir tane yorum yazısı yoktu. Bu maçta çok gol olmayacağı belli. Golü atanın kazanacağı bir maç olacağı başından sonuna belli. Şimdi Trabzonspor'u mağlup eden yan hakem de unutulacak ve görev almaya devam edecek. Geçen haftaki maçın son saniyesinde Fenerbahçe'ye iki puan kazandırdı çizgiyi geçen golü vermeyen yan hakem. Trabzon maçındaki yan hakem de büyük olasılıkla Fenerbahçe'ye 3 puan kazandırdı. Toplamda 5 puan. Bu 5 puanı Fenerbahçe mi kazandı? Hayır, bu 5 puanı Aziz Yıldırım kazandı. Öyle bir çıkış yaptı ki Oğuz Sarvan'ı ve Mahmut Özgener'i öyle bir susturdu ki hakemlerde yürek kalmadı. Şimdi geriye dön; Mustafa Denizli, Fenerbahçe'yi nasıl şampiyon yaptığını anlatırken Paper Moon'da, ona "Sen mi yaptın!" diyen bir Aziz Yıldırım var. Yarın Fenerbahçe şampiyon olursa; Daum diyecek ki 'Fenerbahçe'yi ben şampiyon yaptım.' Ne diyecek Aziz Yıldırım; ondan evvel ben ne diyeceğim; 'Sen mi yaptın Daum!' Son iki haftadaki 5 puanı Daum'un Fenerbahçe'si değil, Aziz Yıldırım kazandırdı. Çünkü Türkiye'de korkak, Aziz Yıldırım'a boyun eğmiş futbol kurumları var. Eğer Mahmut Özgener kaderlerini Aziz Yıldırım'ın elinde görüyorsa, Oğuz Sarvan elinde görüyorsa, o gencecik hakemi kim suçlayabilir!..