Süper Lig'de devre bitti' derken bir de baktık ki karşımızda kale gibi Ziraat Türkiye Kupası duruyor. 'Böyle buyurun' derken, ilk olay Galatasaray'da patladı. Hafif yollu baş kaldıran Galatasaraylı yabancılar "Biz gidiyoruz. İzin verin" dediler ve iki parti halinde uçup gittiler. Diğer takımlarda kim kaldı bilmem ama ben bu konuda kesinlikle yabancılardan yanayım. Nedeni de şu. Kendi dini anlayışları içerisinde "Noel" onlar için çok önemli bir gün. Biz milli ve dini bayram günlerine karşı nasıl hassas ve dikkatliysek onların da "Noel"ine karşı saygılı olmalıyız. Federasyonun bu kupayı devre sonuna bırakmaması, maçları arada oynatması çok daha yerine olurdu. Galatasaray, Büyük Atatürk'ün sözlerini benimsemiş olacak ki sahaya "Yerli malı, yurdun malı, herkes onu kullanmalı" diyerek yerlilerden kurulu bir takımla çıktı. Aslında sahaya çıkan bu takım Graz maçındaki takımdan daha kuvvetli bir ekipti.
Kimse beklemiyordu Oyunun ilk yarım saatlik bölümünde Galatasaray daha etkili gözüküyor ve topu daha fazla kullanıyordu. Bu yarının büyük bölümünde Galatasaray, Trabzonspor sahasından çıkmıyordu. Bu yarıda sahanın en iyi üç adamı Arda, Caner ve Sabri idi. Caner iyi oyununu mükemmel bir kafa golü ile süsledi. Bu üç futbolcu dışında Servet, Ayhan ve Mustafa Sarp iyi çalışanların başındaydı. Kısacası oyunun büyük bölümünde hücum eden Galatasaray'dı. Hiç kimse böyle bir oyunu yerli malı Cimbom'dan beklemiyordu. Galatasaray ikinci yarıya aynı tempoda başladı. Arda güzel bir vuruşla durumu 2-0 yaptı. Golden sonra oyunda tempo çok arttı. Song'un eski takımına attığı gol çok güzeldi. 2-1'lik skor Trabzonspor'u çok umutlandırdı ve Galatasaray kalesini abluka altına aldı. Trabzon önemli fırsatlar kaçırdı. Birinde Sabri kaleye giren topu kafayla çıkarttı. Galatasaraylı taraftarlar maç boyu hiç susmadı. Üstelik oyundan çıkan Song'u alkışladı. Kısacası bu maçta zafer yerlilerin oldu.