Keita gibi bir adam nedendir bilinmez, formayı giyip sahaya ilk onbir de çıkamıyor. Eğer bunu Rijkaard yapıyorsa, bunun nedenlerini açıklamak zorundadır. Nedeni de Galatasaray takımının çok büyük paraya transfer ettiği Keita'yı kulübe de oturtma lüksünün olmadığıdır. Ayrıca Nonda, Baros, Kewell, Elano ve Keita'nın, arasına Arda'yı da monte edip bir takım kuramıyorsa, onun bilgisinden şüphe ederim. Beşiktaş'ın beraberliği ve Fenerbahçe'nin yenilgisinden sonra, pazar sabahı eline puan cetveli alan kimin lider olucağını hesapladı durdu. Büyükşehir Belediye Galatasaray için zor rakipti. Hele, hele ortada liderlik olunca, maçın tansiyonu bayağı arttı.
Oyuncularda hırs yoktu Maçın ilk yarım saatinde Galatasaray evlere şenlikti. Bir tek Nonda'nın kaleci Hasagiç'le karşı karşıya kalıp atamadığı gol dışında ciddi bir pozisyon yoktu. Bu arada Elano'nun attığı, beş-altı mükemmel pasın, en azından ikisi gol olmalıydı. İlk yarının son 15 dakikasında oyun Büyükşehir Belediye sahasında oynandı. Gözle görünen tek şey maçın, rölanti de oynanan bir film gibi olmasıydı. Galatasaraylı futbolcularda ilk yarıda olmayan şey, liderliği alma hırsının yokluğu idi. . İkinci yarıya Galatasaray daha iyi başladı. Amaç gol atmaktı. Elano'nun kafası az farkla direği sıyırdı. Ama fazla sürmedi. Kewell'ın aşırtma kafasında top, tıngır mıngır kaleye girerken, tabela liderliği müjdeliyordu. Bu arada Arda'nın direkte kalan topu şanssızlıktı. Bu yarı için söylenecek şey Galatasaray'ın değişen ve güzelleşen futbolu idi. Ama uzatmalar oynanırken yenen gol liderliğe veda golüydü. Kısacası 1-0'lık galibiyetle liderliği elinden kaçıran Galatasaray için söylenecek tek laf "Liderlik senin neyine" olmalıydı.