Basın tribününde oturuyorum, sağa sola bakıyorum. Arkadaşlarım maşallah kimisi elle, kimisi de laptopla maçla ilgili bir dolu şeyler yazıyorlar. Maça bakıyorum ama inanın bana yazılacak şey 10-15 kelimeyi geçmez... G.Saray kötü oynuyor, Arda ve Barış yok orta saha tatilde. Elano, Brezilya'ya gitsin daha iyi. Yan toplar yok, pas hataları çok işte yazılacak şeyler bu kadar başka bir şey de yok. Taraftarlar beklemediğim kadar tribünleri doldurmuş. Hiç durmadan bağırıyorlar. "Haydi Cimbom haydi" diyorlar, ama yabancılar bunu anlamıyor ki. Bazı şutlar heyecanlı oluyor. Ama netice, haticeden öteye gitmiyor. Eğri duralım doğru konuşalım G.Saray'da bir asil adam var adı: Kewell. Son derece akıllı oynuyor üstelik futbolun da kralını biliyor. Müthiş güzel paslar atıyor. Ama ne çare ki, topsuz futbolu hatta futbolu öğrenememiş G.Saraylı oyuncular, tribündeki seyirciler gibi onu seyrediyorlar.
6 futbolcu alsan, yetmez F.Bahçe yenilince Beşiktaş, G.Saray'a liderlik izni verdi. Yani "1-0 yen, averajla lider ol" dedi ama gelgelelim 82. dakikaya kadar G.Saray hakemle birlikte maçın berabere bitmesi için inanılmaz bir şekilde çalıştı. Nitekim 82. dakikada bu gerçekleşti. Hakem rahatladı, G.Saray rahatladı. Kısacası bu kadar kötü oynayan futbolcular başka bir şey de yapamazdı. Bir süredir G.Saray'da çalkantılar kazanın dışına çıkacak kadar fazlaydı. 10 yıldır F.Bahçe'ye yenilişin acısını unutmadan ardından basketbol olayının patlaması, Arda'nın domuz gribi olması, G.Saray'ın hâlâ top oynayamaması seyirciler için bunaltıcı olaylardı. Rakiplerin dalga geçmesi de işin cabası oldu. Örnek mi istiyorsunuz, işte Manisa maçında ki G.Saray'ın hali. Tribündeki taraftarlar liderliği yakalamış bir takımın halini gördükçe üzüntüden yıkılıyorlardı. Uzatmayalım Rijkaard hafta içnde G.Saray taraftarlarını mutlu eden bir mesaj verdi. Dedi ki "2 futbolcu alırsak finale oynarız." Rijkaard'a kısa bir cevap verelim: Ne ikisi hocam, bu takım 6 futbolcu alsan Edirne'den öte finali seyretmeye bile gidemez.