Galatasaray kör topal yoluna devam ediyor. Antalya'da maç gitti gidecek derken skor biraz da şansına 2-0'dan 3-2 oldu ve Cimbom 3 puanla yola "Devam" dedi. Galatasaray'ın bu galibiyetinde firma futbolcuların elbette rolü büyük. Mesela Keita ve Kewell maça her dakika ağırlıklarını koyup galibiyet için çalıştılar. Bu iki isim de gerçekten çok kaliteli futbolcular, nerede ne yapacaklarını çok iyi biliyorlar. Kewell sezon sonunda ayrılırsa Galatasaray için kötü olur. Polat yönetimi, onun kalmasını sağlamalıdır. Galatasaray'da sevindirici olan Elano'nun kendi yerinde oyuna ağırlığını koymasıydı. Eskiler çok iyi bilir, 60-70'li yıllarda Rusya'da Netto diye bir futbolcu vardı. Sağ ayak tahta gibi, sol ayak ise adrese teslim top atardı. Hagi de öyleydi. Elano da bunlar gibi süper toplar atıyor. Ben Antalya maçında onu çok beğendim Sorun Franco'da. Onu nasıl toparlayacaklar bilemiyorum. Ancak Ufuk ortada yok. Rijkaard'ın Graz maçında yedekleri oynatmak istemesini normal karşılıyorum.
Tuvalet kağıdı ve gol Fenerbahçe, maçın 3-3 bitmesini istemeyen görme özürlü ve korkak hakemlerin kararı ile haftayı 3-2 galip kapadı. Sarı-lacivertliler bir yerine üç puan kazanınca Galatasaray'ın üstünde yerini alıverdi. Görünen o ki Fenerbahçe'yi beraberlikten kurtaran santrfor Aziz bey oldu. Adam bir bağırdı, tam bağırdı. Federasyon korktu, 21 gün ceza verdi. Hakemler korkudan gözlerini bağlayıp gol olan topu görmedi. Ancak bir kişi Sayın Erman Toroğlu, Lig TV ekranlarında "Tuvalet kağıdı ve sopalarla" gerekçeli mahkeme kararı örneği, pozisyonun gol olduğunu herkese ders vere vere ispat etti. Teşekkürler Erman Toroğlu, büyük bir iş başardın. Onu kutluyorum. Bu arada çalıştığı gazetede ve TV'de pieroları beklemeden "Bal gibi goldü" diyen hocaların hocası Bülent Yavuz'u da tebrik ederim. Diğerlerini geçiniz!