Maç başlamadan önce puan cetveline baktığınızda Beşiktaş galibi Bursaspor maç fazlasıyla lider, Antalya'ya yenilen lider Kayserispor ikinci, Fenerbahçe oynamadan 35 puanla üçüncü durumda idi. Galatasaray'ın 33 puanı vardı ve dördüncüydü. Antalyaspor bu hafta da Kayserispor'u yenip liderlik yolunu Galatasaray'a açarken ona kıyak geçmişti. Galatasaray bu kıyağı bu defa şansıyla kullandı ve maç fazlası ile liderlik tahtına oturdu. Soğuk havada tribünler hatırı sayılır kalabalıkta dolu idi. Üstelik devrenin son maçıydı. Bunu düşünüp taraftarların maçı doldurmaları elbette daha akılcı olurdu. Ayrıca hiç güvenmediğim ilk 15 dakika iyi bir lig maçı gibi geçti. Mücadele de üstünlük Galatasaray'dan yanaydı. Ancak bu dönemde Kewell'ın kaçırdığı iki gol ona yakışmadı. Ama süren oyun da üstünlük kesinlikle Galatasaray'dan yana dönmüştü.
Nonda olmalıydı Presle Gençlerbirliği'ni sahasına hapseden Cimbom da tek eksik golü atacak gerçek bir santrforun olmayışı idi. Bu yüzden de Nonda'nın yokluğu birinci hata idi. Hakem Kuddusi Müftüoğlu önce Arda'nın golünü "El var" diye sonra da Kewell'ın golünü de "Ofsayt" diye iptal etti. Hakem burada Arda'ya el var diye golü iptal ettiğine göre bir de sarı kart vermeliydi. İkinci yarı değişiklik olmadan başladı. Ben ilk yarıda kötü oyanayan Elano'nun değişmesini bekledim. Ancak Rijkaard ona devam dedi. Kahe'in peş peşe kaçırdığı gol rekorlar kitabına girecek cinstendi. Ardından Bilal'in kafası direkten döndü. 77. dakikada bir mucize gerçekleşti. Elano, Keita'ya verdi. Keita sürdü ve Kewell'ı gördü. Oda altı pas içinde golü atıverdi. Anlayacağınız Galatasaray ecel terleri döktüre döktüre sahadan galip ayrıldı: 1-0