Hatırlarsan Moskova'da sana bu Nihat'ı sürekli oynatarak bitiriyorsun dedim, sen de hatanı kabul ettin... Dinlendirmeyi düşüneceğini söyledin... Sonra... Yine bildiğini okudun. Bitirdin Nihat'ı. Gazan mübarek ola... Yusuf'u nasıl kullanacağını iyi bilmelisin diye bin kez yazdım. Rakip yorgun, Yusuf dingin olmalı dedim; onu da anlatamadım. Sen gittin bilmem kaç maçta onbire koydun ve bozuk para gibi onu da harcadın. Serdar Özkan'dan ne köy olur, ne kasaba dedim; sen bunu sezonun yarısı bitene kadar göremedin. Huelva'da "Bu takım çok koşar ve bozar" dedim, hatırladın mı? Sen de bana "Teknik kapasitesi yüksek bir tek oyuncu alıp rakiplerimizle baş edemeyiz.
Bozan takım olacağız" cevabı vermiştin... Şimdi elini vicdanına koy, ey Mustafa Denizli... Nihat, Tello, Yusuf'u birlikte oynatıp bozan takım olunur mu? Ve sen kaç maçta bu yürüyen yetenekleri bir arada oynattın farkında mısın? Allah'tan korkuyorsan geride kalan maçları tekrar izle. Trabzon, Fenerbahçe ve ManU'ya karşı benim tezlerimi haklı çıkaran kadrolar yaptın, üç galibiyet aldın, altı gol attın, hiç yemedin. Peki hangi mantıkla döndün o yoldan? Allah aşkına rahat mı battı!? Diyarbakır, Manisa ve Bursaspor'dan hiçbirini yenemeyeceğini ben bu sütunlarda yazdım, maç önceleri Lig TV ekranlarından milyonlarca insana söyledim.. Benim gördüğümü sen göremiyorsan, Beşiktaş'ta senin işin ne Mustafa hoca.. Ya aldığın paranın hakkını ver ya da çek git, hakkını verecek olan gelsin. Ayıp denen bir şey var yahu. Bir insan elindeki kadronun farkına varır, o kadroyla ne yapılır, ne yapılmaz bilir. Sen Ekrem'i Kewell, Tello'yu Arda, Nihat'ı Keita, Bobo'yu da Baros sanıyorsun... Rüya görüyorsun... Uyan artık... Sabah oldu!