Taraftar her gol sonrası, sembolik bir tepki koyup on saniye "Yıldırım Demirören yeteeer!" diye bağırıyor ya, "Başkan ve tüm adamları"nın zoruna gitmiş... Taraftara saldırıp, başkana yağ çekiyorlar akılları sıra. Dolayısıyla bunlara haddini bildirmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Bakın bay yalakalar, şimdi beni iyi dinleyin... Beşiktaş taraftarının gözünde bir hiçsiniz... Yazdığınız okunmaz, söylediğiniz dinlenmez. Kendiniz çalıp kendiniz oynuyorsunuz, bu bir. İkincisi, eğer tribünde çıkar grupları varsa onları isyankarlar içinde aramayın, sizin gibi yağdanlıklar arasına bakın... Bulamadınız mı? Yorulmayın, bay başkana sorun. Temizliğe kalktığına göre, kimin kirlettiğini de iyi biliyordur... Söyleyin kendisine, anlatsın size... Belki size söylemeyebilir o zaman her sene yaptığı röportajlara bir yenisini daha ekleyip yine Sanem Altan'a anlatsın her şeyi... Hem kankası İbrahim Seten'i de mutlu etmiş olur. Siz de küçük beyninize şunu sokun... Bu taraftar iki mağlubiyetle isyan etmediği için, iki galibiyetle de susmaz... Bu isyan beş yıllık kötü yönetime baş kaldırıdır... Dolayısıyla galibiyet şöyle dursun takım bugün şampiyonluk kupası kaldırsa kupa töreninin ardından binlerce insan yine "Yıldırım Demirören yeter" diyecektir... O nedenle gerçeklerin farkına varın... Beşiktaş taraftarı ile Beşiktaş arasına kimse giremez. Başkan bile... Siz zaten hiç giremezsiniz. Taraftar bugün isyan eder, yarın takımını bağrına basar... Bu bir sevdadır ve içinde sevinçler, sevişmeler gibi acılar, hüzünler, isyanlar da vardır ve olacaktır. Ama taraftarın takımla barışması, yönetimle barışması değildir siz de bunu anlayın artık... Son söz: Yeri gelince Beşiktaşlıyım falan diyorsunuz ya; sizin gibi Beşiktaşlı olmaz olsun.