Evet dostlarım... 8JK'yı parçalamamız için geri sayım başladı!! hahahaha!!" Beşiktaş'a maçı kazandıran bu sözlerin sahibi (yalanlandığını görmedim) Kazım'dır... Bütün Beşiktaşlılar Kazım'a teşekkür etmeli... Bu maçtaki hırsı ve motivasyonu en başta ona borçlular. Kazım'ın gaza getirdiği Beşiktaş, Fenerbahçe'yi yenerken haddini bilerek oynadı... Denizli tıpkı Trabzon'da olduğu gibi, saplantılarından kurtuldu, orta alanı kalabalık tuttu, doğru onbiri, doğru sistemle oynattı. Aslında Daum'un sahaya çıkardığı onbirde de itiraz edebileceğimiz kimse yoktu. Alman hoca da orta alanda ileri-geri oynayabilen futbolcuları kullandı... Fenerbahçe'nin hesabı, sabırlı oynamak ve öndeki Kazım'ı ya da geriden gelecek Emre, Alex veya Santos'u savunmanın arkasına kaçırmaktı... Bu hesapları tutmadı.. Beşiktaş çok önde basmasa bile rakibini her bölgede rahatsız etmeyi bildi.
Daum teslim oldu İkinci yarının ilk dakikasından itibaren Beşiktaş daha önde basmaya başladı. Emre'nin sakatlandığı dakikalarda orta alan oyundan düştü... O arada gol geldi... Ama ne gol... Fink tek kelimeyle Yaradan'a sığınıp vurdu, Volkan'ın yapacağı bir şey yoktu... Sonra... Bobo, zor pozisyonda, ters dönüp, sol ayağıyla müthiş gönderdi. Beklenmeyen müthiş bir şut, maçı aldı, götürdü. Sonra... Sonra Daumteslim oldu. Dahilik sınırını geçip delilik diyebileceğimiz riskler aldı! Baroni ve Topuz'u çıkarıp orta sahayı boşalttı. Bu manzara intihar demekti... Beşiktaş biraz sakin olabilse daha farklı bir skor elde edebilirdi... Daum, rakibine tarih yazma şansı verdi, Beşiktaşlı oyuncular bunu fark edemediler. Her neyse bu sonuç beş hafta önce ligi bitirenlere iyi bir ders oldu. Bu ligin altından daha çok sular akar diyen bizleri de haklı çıkardı. Bu arada son günlerde ortam inanılmaz gerilmişken bu derbinin olaysız başlayıp, öyle de bitmesi hepimiz adına mutluluk verici. Futbolcuların maç sonrası sarmaş dolaş olmaları da ayrı bir güzellikti. Hepsini kutluyorum.