Ve şimdi yine maçtan önce son uyarımı yapıyorum. Denizli bu saçmalıklara devam ederse Bursa, Beşiktaş'ı İnönü'de yener ve gider. Saçmalıkların adını da koyalım ki hikaye anlatmadığımız anlaşılsın. Bu takımı 4-2-3-1 oynatmak intihardır, orta saha mutlaka dörtlü oynamalı. Yukarıdaki satırları pazartesi günü bu köşede okudunuz. Bir kez daha söylüyorum bu falcılık değil, kahinlik hiç değil. Sadece Beşiktaş kadrosunun gerçeklerini görmektir. Denizli ile farkımız bu ben gerçekçiyim, o hayalperest. Bakın şimdi Ertuğrul Sağlam sahanın ağırlığını görünce Ömer Erdoğan'ı (ki herhalde bir yıldır ilk kez oynamıyor) kesip onun yerine İbrahim Öztürk'ü sahaya sürüyor. Aynı şekilde Turgay'ı kesip yerine Bekir Ozan'la mücadele gücünü arttırıyor. Buna karşılık Denizli ne yapıyor, böyle bir sahada yürümesi bile mümkün olmayan Nihat'ı inadına sahaya sürüyor. Böyle maçların adamı Nobre nerede? Yedek! İşte ben hoca diye buna derim.
Sonuç gayet normal Her neyse. Denizli'nin saçmalıklarına daha fazla yer ayırıp Bursaspor'a haksızlık etmeyelim. İlk yarıda ağır saha şartlarına rağmen hep topun arkasında oldular. Beşiktaş'ta bir tek Ernst koştu, Bursa'da koşmayan yoktu. İkinci yarının hemen başında Sercan tüm savunmayı ipe dizdikten sonra varyete yapmak yerine adam gibi şutunu atsa, maç 2-0 olacak ve iş daha o dakikada bitecek. Denizli'nin devre arasında nasıl olduysa gerçekleri görüp Nihat-Nobre değişikliğini yapması Beşiktaş'ın ikinci yarıda rakip kalede etkili olmasını sağladı. Bursa da skoru koruma telaşına düşünce her şey tersine döndü. Nobre'nin golü, tartışmalı penaltıyla öne geçiş derken, Beşiktaş farkı arttırabileceği pozisyonlar da buldu ama 3. golü bulamadı. Sonrası malum... Atamayana atarlar. Bu kadar yanlış yapan bir hocayla Beşiktaş'ın kaybetmesi hem normaldir hem de hayırlıdır. Çünkü Denizli kazandıkça yanlışlarını doğru sanıyor ve aynı kafayla devam ediyor. Bu yenilgi belki aklını başına getirir de hiç değilse ligin 2. yarısında Beşiktaşlılar'ı verem etmez.