Neden Galatasaray'ın grubun tepesinde, Graz'ın dipte olduğunu anladık değil mi? Bu maç bunun dışında başka bir şey değildi işte. Ve belki orta sahayla oynanan futbolunun, ilerideki adam yokluğunun bize yaşattığı futbolsuzluk duygusunun göstergesi olabilir. Futbolsuzluk diyorum; orta saha oyuncularıyla kurulmuş bir futbol takımı başka ne yapabilirdi ki? İleride topla oynama becerisi sahadaki en yüksek oyuncu Keita var sadece. Aydın genç bir tay gibi olacağına bıkmış-bitirmiş bir yaşlı görünümünde. Diğer 20'liklerde zaten pek anlatılacak bir şey yok. Caner ve Alparslan yine endişeli ve acem, sonradan oyuna giren Çetin bir şey olmadan oynayayım havasındaydı. E ama Linderoth bile böyleyken. Ufak uşak, hafif süvari. Orta alanda kazasız belasız aldı, verdi biraz da sakatlıktan yeni kurtulmanın getirdiği çekingenlikle. Bir şey var ki o da Emre'nin eğer sakat değilse bu takımın defansında yer almasının zorunluluğu.
Dolmuş kültürüyle! Peki Servet? Geçen gün onun için şöyle şeyler yazmıştım: 'Uğruna Avrupa ekiplerinin milyonlarca euro dökeceği adam bu değil mi?' Elinizi vicdanınıza koyun; Galatasaray'ın yediği goldeki pozisyon hatasını oyuna katkıları acemilikleriyle malül hangi 19'luk yapardı acaba? Ve bu kaçıncı? Dolmuş kültürüyle oynanmıyor futbol artık. Galatasaray'ın en gerekli adamlarından biri Servet'in --hadi o büyük iyi niyetiyle 'savaşırken!!!'- arkasını toparlayacak diri bir 'süpürücü' bence. Ve orta sahaya üretimi artıracak bir maestro. Bir bakın Galatasaray'ın ortaya koyduğu futbola. Siz adını koyduğunuz bir oyun düzeninden bahsedebilir misiniz? Daha önce de söylemiştim; Galatasaray bir reorganizasyon dönemine girmiştir yıllar sonra. Yine bir maç sonrası maçtan çok bunlar düşüyor aklımıza...