Bir kez daha hoş geldin hocam. Daha önce gidişlerin yanlış olduğu için bir daha gelebildin. Senden sonra gelenler, seni arattıkları için buyur edildin. Bak sevgili hocam, son geldiğinde kulübün durumu bundan çok daha iyiydi. Borsaya açılmış, milyon dolarlar kasaya akıyordu. Top sahasından, paralı tahtaya açılıyordu Trabzonspor. Sonunu getirememiştiniz. Hep beraber kaybetmişti Trabzon. Son sözlerinizi hiç unutmadım. Duygusal davrandığınızı söylemiştiniz. O zaman ki ağabeyleri kıramamıştınız. Hugo hocanın söylediği "Körlere yol göstermek lazım" gibi bir şeydi. Bu hesaplaşmadan kurtarmalısınız Trabzonspor'u. Beklentimiz o ki sizin tecrübeniz Trabzon'daki herkese yeter, artar bile. Ders almaya değil, ders vermeye geldiğinizi hissettirmelisiniz. Bildik uygulamalar çözüm olmamıştır. Oradaki akıllar defalarca denenmiş, dibe batmıştır. Yani hiçbir şeye ihtiyacınız yoktur. Uygulama sonuçlarını bekleriz biz. Kolay değildir değişim.
Nasıl yola sokacaksın? Bilmedikleri için karşı çıkacaklar biliyorum. Aslında kimsenin bir şey bildiği falan da yok. Siz uygulayın, sonuçlarını görelim. Görelim, tarif edelim. "Paralar ödenmediği için yenildik" demesin takım kaptanı. En önemli maçtan önce yaylada keçi yiyip hastalanmasın futbolcular. Taraftarın heyecanını bir damla da onlar yaşasın. Her şeyin para olmadığını anlasınlar. Dahası oynadıkları futbolun beş para etmediğini bilsinler... Hocam hakikaten işin zor. Senin başkanın da teknik direktör. Onun hayallerini nasıl karşılayacaksın. Kalede kimi oynatacaksın, ikili üçlü kaçlı forvet kullanacaksın. Yönetimindeki herkes futbol oynamış. Hiç oynamayanın beş halı saha şampiyonluğu var. Onları nasıl yola sokacaksın? Yazar, çizer habercilerin de ayarı bozulmuş hocam. Burada her şey birbirine karışmış. Hiçbir zaman size iyi demeyeceğim. Çünkü iyi dediğimiz hiçbir şey üç güne çıkmıyor. Tarif kabul etmez bir hal almış Trabzonspor.