Aylar geçti alamadık ölçüyü. İki maç üst üste aynı kadro oynamadı ki yapalım hesabı. Ne arıyor anlamış değilim. Özeli, resmisi 20'yi geçti maç sayısı, bir doğrusu yok mudur bu takımın ? Hangisidir en iyi 11? Bu doğru ise öncekiler yanlış, bu yanlışsa... "Futbol hocası" diye getirdik, tombalacı çıktı. Torbadan çekiyor isimleri. Değiştirmediği kimse kalmadı. Bir dahaki maça kendisi oynarsa şaşmam. Yardımcıları, sportif direktörü, hatta yöneticileri, onlara da sırayı getirir. Yine dakika 20'de teslim oldu Trabzonspor. Çabuk çabuk ikinciyi yediler. Rakip yarı saha yasak bölge gibiydi. 3-5 saniyeden fazla kalamadı orada Trabzonspor. 1-2 kişilik ani çıkışlar, bir devrede beş hücum, o hücumlarda da yasak bölgeye ayak basan bordo mavili sayısı üçü geçmiyor. Hafta başında açıklamıştı Broos: "Arkada bekleyip ani hücumlarla vuracağız." Köşeden ikaz etmiştim fark etmemiş galiba. O söylediği şekilde Ali Sami Yen'den puan almak imkansızdır.
Dalga mı geçiyor yoksa Önde basarsan, daha fazla adamı ileri çıkarır, oyun alanını daraltırsan, G.Saray'ı kesin yenersin demiyorum. Hiç olmazsa dene, yenmek için çık sahaya. Biraz olsun vurucu tarafı olsun taktiğinin. Şu söylediğine hakikaten inanıyor mu acaba? Bizimle dalga mı geçiyor yoksa! Hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Bu kadronun boyu da bu değil, eni de kilosu da. Tam bu cümleleri yazdığım anlar saha hareketi değişti Trabzonspor'un. 44'te gelen Tayfun imzalı şans golü, uyandırdı bordomavilileri. Yukarıda tarif ettiğim futbolu oynamaya başladılar. Ama olmadı, Colman'ın golü sadece bizi haklı çıkardı. Hazırlıklı değildi bordomavililer... Planlanmamış, provası yapılmamış hiç bir uygulama sonuç vermezmiş. Kadro deneyimi, sistemi, tecrübesi bir arada oynama alışkanlığı tekniği taktiği hiçbir şeyi bir plan dahilinde haraket etmiyordu. Sadece rakipten daha fazla koştular hepsi o kadar.