Beşiktaş'ın borcu 181 milyon liraymış. Başkan Yıldırım Demirören'in bu rakam içinden alacağı para ise 60 milyon Türk lirası. Bunu okuduktan sonra bir merakım sona erdi. Çözemediğim konu şuydu: 36 çirkin tezahüratçının ağır cezalar aldığı gün, başkan Demirören kendisine edilen küfürlere rağmen "Lanet olsun, böyle hizmete. İstifa ediyorum" dememişti. Kendisine küfür edenlere aynı şekilde cevap verip, "İstifa etmiyorum" açıklaması yaptı. Mesele demek ki paraymış. Bu yazıyı yazarken, aklıma bir iki olay daha geldi. Rahmetli Emin Cankurtaran'ın suratına taraftarlar bir avuç para atıp. "Al verdiğin parayı" diye bağırmıştı. Cankurtaran, ertesi sabah kulübe gidip, istifasını vermişti.
Seyirci, "Ahmet Dursun, Seba gitsin" diye bağırdığı gün, Süleyman Seba için de başkanlık bitmişti. Ya Serdar Bilgili... Bir grup taraftarın küfrüne kızıp, Beşiktaş'a bir daha dönmemek üzere çekip gitti. İstifayla biten benzer çok örnek var. Ben ne olursa olsun Yıldırım Demirören'in taraftarlarla karşılıklı "atıştığı" gün istifa etmesini bekledim. Ama kendisi o yapıştığı koltukta oturmayı her şeyin üstünde tuttu.