Abdi İpekçi'de sportif vahşeti izledik. Terörün futbolla yetinmeyeceğini de, basketbol maçında bir kez daha gördük. Orta parmağını küfür aletine dönüştüren Fenerbahçeli kadına mı bakalım? Yoksa, tribünlerden Fenerbahçeli basketbolcuların anasına söven Galatasaraylı kadın taraftarlara mı? Parmak göstereni teşhir ederken, küfür edeni masum mu saymalıyız?
***
Kadınlar futbolun çiçeği olur. Harika fotoğrafı olur. En fazla da futbolun migreni olur ama küfürbazı ve tetikçisi olamaz. Çünkü eller namuslu işler için yaratılmıştır. Küfür aleti olarak kullanmak için değil. Diller de takımının marşlarına eşlik eder. Küfür korolarına değil.
***
Hiçbir şey sebepsiz değil. Erkekleri de, kadınları da futbol teröründe başrole soyunduran filmin prodüktörleri var. Öncelikle yöneticiler. Holding sahibi oluyorlar ama futbol sahalarında, kendilerine hakim olamıyorlar. Fenerbahçe ve Galatasaray'da yönetici olmanın gizli şartı bu olsa gerek. Hiçbirinin, kendi taraftarını sorguladığını görmedim. Oysa zavallı savunma avukatlığını yıllardır görüyoruz...
***
Koca koca adamlar! Topluma yön vermesi gerektiğini unutan, ilkel kabile üyeleri. Yüklendikleri emsalsiz vasıfların, vasıfsız adamları. İntikam hırsıyla dolu söylemlerin, sertifikalı sorumsuzları. Bunlara bizler daha ne diyelim! Onlara yalakalık yapan kulüp yazarlarının aksine...
***
Bizlerin eleştirdiğini, onlar kutluyorsa. İhanet şenlikleri bitmeyecek demektir. Ne istiyorlar? Daha çok kan mı? Ölüm haberleriyle manşet olmayı mı? Kadınlardan sonra, çocukları da, bu çirkin kumpasa dahil etmeyi mi? Yetiştirip tribünlere yerleştirdikleri militanlar yetmedi mi?
***
Geçen hafta Şükrü Saracoğlu'nu "zorbalıkla maç kazanılan mekan" olarak gösteren Işın Çelebi, pazar günü maçı izledikten sonra aynaya bakmalı. Kendi mahallesindeki zorbalığın heykelini dikmekten utanır belki. Fenerbahçe Basketbol Şubesi Direktörü Nedim Karakaş, "Bu kadarını görmemiştik" diyor. Fenerbahçe'nin sahasının 5 maç kapatılmasının görüntülerini, yeniden mi yayınlamak gerekiyor? Bu beyefendinin, yürek gözünü açmak için.
***
Yüz kızartıcı olayların, kazananların saflarında "gurur" sayılması ilk değildir, son olmayacaktır. Şükrü Saracoğlu'nda da... Ali Sami Yen'de de... Abdi İpekçi'de de... Bu uçurum, iki takım arasında uzayıp gidecek. Ve bu uçurumda, kim bilir kimlerin hayatı kayacaktır! Taraftar yalakası yöneticilerden gayri.