Pazar gecesi Galatasaray enstrümantaldi. Fenerbahçe kıyamet bandosu. Galatasaraylı futbolcularda kronikleşmiş bir korku vardı. Fenerbahçeli futbolcuların, içinde aşk olmayan tek pozisyonu yoktu. Rijkaard, gerçek bir derbinin sırrını çözmeye çalışan acemiydi. Daum, rakibin sürdüğü piyonları, askerleriyle kırıp geçiren satranç ustası.
***
Bu statta kazanmanın simgesi yürekse, o yürek Fenerbahçeli futbolcularda mevcuttu. Tarih tekerrürden ibaret olabilir ama. Tarihe sonuçlarla değil, alın teriyle geçilir. O yüzden Galatasaray takımının, bu kadar yenilmenin sebebini, bünyesindeki korkaklıkta araması gerekir. Ya da Fenerbahçeli futbolcuların üzerindeki, aşkın terli formalarında...
***
Meseleyi küçümseyenler var. Nerede olursa olsun, Galatasaray karşısında kazanmak ciddi iştir. Çünkü Aslan her zaman Aslan'dır. Onu küçümsemek, kazananı büyütmez!
***
Geceyi özetleyen en özel adam yine Alex'ti... Fenerbahçeli çocukların hayallerini marşa dönüştüren adam. Zaferin el yazısını ayaklarıyla attı. Onun sadece yeteneğini değil, adam duruşunu öne çıkarmalıyız, Yerli starların, mankenlere özendiği bir ülkede, Alex'in ayaklarının da heykeli dikilmeli... Bedeninin de...
***
Gecenin şifresi Kazım'ın ayaklarındaydı. Galatasaray defansının bütün boyalarını akıttı. Arda'nın namı da yürüdü kendisi de. Mehmet Topuz, topsuz oyunların sihirli mücadelesindeydi. Elano sahanın ortasında bağdaş kurmuştu. Keita'nın başına nefret vurmuştu, o da gitti, Roberto Carlos'a vurdu. Cristian ve Arda'yla birlikte gecenin provokatörüydü.
***
Cristian'ın maç öncesi Arda'ya yaptığını önce Fenerbahçeli yöneticiler ayıplamalı. Sonra da yetkili beyler Arda ile onu aynı kefeye koyup, adalet terazisinde tartmalı. Cezaları neyse vermeli. Cristian'ın ilk vukuatı diyelim. Ama Arda Turan bitirimliğin simgesi haline geldi. Rakibine kafa atan, güvenlik görevlisine saldıran, ana avrat söven. "Ülkemizde efendiliğin gözünden düşenler, ya medyanın gözüne girer. Ya da kulüp başkanlarının." Arda Turan, boş zamanlarını Adnan Polat'la geçiriyor. Bitirim duruşuyla da, Galatasaray'daki sorumluluk alanlarını ele geçiriyor. Takımın ikinci başkanı!!! Ve ihtiyaç duyulan maçların da sükseli silueti.
***
Hakem meselesine gelince... Bünyamin Gezer bir biçareydi. Maçtan önce yan hakemin kafasının yarılması, maçın tatil edilmesini gerektirecek kadar büyütülecek bir olaydır. Aynı olay Ali Sami Yen'de meydana gelse, nasıl tepki gösterilecekse... Fenerbahçe camiasının da aynı tepkiyi göstermesi gerekir. Ali Sami Yen'de daha çok pet şişe atılması, Şükrü Saracoğlu'nda yan hakemin kafasını yarmak için haklı bir gerekçe olamaz. Madem ki, adaleti dilimizden düşürmüyoruz! Hakemin korkaklığını görmezlikten gelmenin adı da, adalet olamaz.