Fatih Terim, yarın son maçına çıkıyor. Gitmesi için toplumsal bir talep varken, en doğru kararı verdi. Dünya Kupası hayallerimizin ipe çekilmesinde, baş oyuncudur Terim. Vazgeçemediği tutkuların esiri oldu. Bağışıklık kazanmış tercih sistemi vardı. Star futbolcu modeliyle, günü kurtarmayı düşünürken, her şeyin önünü kesti. Rakipleri küçümserken, büyüdüğünü farz etti.
***
Eleştiriyi reddederken imparator, istifa ederken kul olanların, futbolumuz için okul olması imkansızdır. Fatih Terim kişisel hesapları tetiklemek yerine, adaleti tetikleseydi keşke. Gençliğe güven duysaydı... Komplekslerinden arınsaydı.
***
Neyi tartışalım şimdi? Nuri Şahin'i hatırlamak için ne kadar geç kaldığını mı? Nihat Kahveci'nin ölüsünün, Fatih Tekke'nin dirisini sollamasındaki ayrıcalığı mı?
***
Neyi tartışalım? Bu takımın mucizelerle maç kazanarak, gideceği yeri hesaplamayan, imparator ve yaverlerini mi? Talihin de bir saltanat olduğunu ve günü gelince insanların başına yıkılacağını mı?
***
Neyi tartışalım? Estonya-Bosna maçının saatini tartışma konusu yapan zavallı yorumculuğu mu? Bizim yapamadığımızı Estonya'dan dilenmekle, ucuz tesellilerin arkasına saklanmak arasındaki çarpık ilişkiyi mi? Televizyonların, bu ülke için ne kadar tehlikeli olduğunu mu?
***
Neyi tartışalım? Ülkemizin futbolunu, üç beş yabancı futbolcunun ayakta tuttuğu mu? Yoksa, Fatih Terim'in yerini şimdiden belirleyenlerin, "Cümbür cemaat" çalıştığını mı? Bu kadar politikaya ve çamura bulaşmış bir ülkeyi, ancak yabancı bir teknik adamın kurtaracağını mı? Yoksa, zarafet ve adalet imparatorlarını bu ülkenin asla kabullenemeyeceğini mi?
***
Neyi tartışalım? Tribündeki zorbalık işgalinin, sınırları aşıp Belçika'ya uzandığını mı? Bu çirkinliği besleyenlerin, sadece tribünler olmadığını mı? Ekranları bu küfürbazların okulu yapanların, eleştiriden muaf olmalarını mı? Rakibine kafa atarken masum, tribündeki küfürbazlara posta koyarken kahraman ilan edilen futbolcuları mı?
***
Futbolun doğası belli. Kişisel hareket edenlerin yönettiği takımlar, Dünya Kupası'nın final programına alınmamıştır. Terim, kendine yakışan biçimde gidiyor. Bazı cümlelerimiz iğneli gelebilir. Dilerim alınmamıştır!
***
Futbolculara gelince... Biriniz hepinizi yalnız bıraktınız. Hepiniz bir olup, ülkenin hayallerini yaktınız. Tek derdiniz, prim ve popülerlik. Ama Afrika'da kazanacağınız o kadar çok şey vardı ki... Ne yazık, onları başka ülkelerin futbolcularına bıraktınız.
***
Neyse... Finallere soyunanlar giyinebilirler. Bir dahaki Dünya Kupası elemelerinde görüşmek üzere...