Trabzonspor'un şampiyonluğunu engelleyen iki mesele var. Biri kulübün beyin takımı, biri teknik direktörü. Birincisi işi tutturamadığı sürece ikincinin yapacağı hiçbir şey yok. Beyin takımından maksat başkanı ve yönetimi değil. Onlar bilmez, işin ehli değiller. Gerçek görevleri kulübe kaynak oluşturmaktır. Bir de bu iki takımı idare etmektir. Şu ana kadar gelip geçen yönetimler pekala bu işi yapmıştır. O beyin takımı ve teknik adamlar ise işlere karışmış eline yüzüne bulaştırmıştır. Bakın o beyin takımı bir buçuk kere doğru çalıştı, tarihe yazıldı bordo-mavi. Şükrü Ersoy hocaydı o efsane kadroyu bir araya getiren. Malı alırken kazanmıştı Trabzonspor. Ondan sonra gelen teknik adam kalitesi hiç fark etmemişti. Çok sert ve de disiplinli Özkan Sümer, şampiyon Trabzonspor. Tam tersi babacan hoşgörülü, Ahmet Suat Özyazıcı dört kere daha şampiyon Trabzonspor. Dahası o dönem hoca tarzının içinden geçtim. Taktik, sistem ve antrenmanlar bu günkü kadar hocayı öne çıkarmıyordu. Daha çok doğaçlama futbol oynanıyordu. Futbolcu oynar, hoca seyrederdi yani!
Kaosla geçen 25 sene Buçuk olan çalışma da Ogün, Abdullah, Ünal, Hami, Şota, Tolunay, Soner, Lemi, Osman, CengizSenenin son maçında, şampiyonluğu kaçıran kadroyu bir araya getiren çalışmaydı. 25 senelik tartışmanın, didişmenin tek sebebi 'olmayan beyin takımı'dır. Arada bir takımın hocası işin ehli çıkmış, mevcut malzeme maksimum verimle kullanılmıştır. Fakat senenin sonunda sadece gönüllerin şampiyonu olabilmiştir Trabzonspor. Tam olarak bilinmiyor, dışa vurumda beyin takımı kim belli değil. Kaosla geçen 25 senenin baş mimarının hâlâ o işin içinde ismi geçiyor olması garip. Sportif direktörün o meziyeti var mı bilemem. Tek bildiğim bu Drago Gabriç'i izlemiş olması. Kulübün 5.5 trilyonunu bir genç takım futbolcusuna verdirmiş olması. Bir de sağda solda hocalık işi bulamayıp, bir yerlerden yetkililere ulaşma becerisiyle o beyin takımının içine girenler...