Herkes spor gazeteciliği yapabilir!.. Çünkü bu meslek, bilgi, birikim ve tecrübe istemez!.. En azından birileri öyle zannediyor... En başta da Cengiz Semercioğlu... Sevgili dostu Ercan Saatçi'nin yaptığı Hürriyet spor sayfalarını överken haddini aşarak "Ercan ve ekibi, futbolun birkaç yorumcunun tekelinde olmadığını kanıtlıyorlar" diyor... Yorumcu dediği de biz gazeteciler... Çünkü bu ülkede spor sayfalarını fi tarihinden beri gazeteciler yapıyor, tepeden inme gelenler değil. Aynı düşüncesizlikle hareket etsek bizim de "Televizyon eleştirmenliği üç-beş magazinciye kalmamalı!" dememiz gerekir... Cengiz kardeşe göre futbol, herkesin yorum yapabileceği, hiçbir bilgi ve tecrübeye sahip olmadan, belki maçı bile izlemeden oyunculara yıldız verebileceği bir alan... Bilgi, birikim, tecrübe, emek, habercilik, akademik kariyer, palavra!.. Binlerce öğrenci gazetecilik okullarında boş yere okuyorlar vesselam!..
Okul out, sahne in! Bu hesaba göre İletişim Fakülteleri'ndeki öğrencilerin kitabı, defteri bir kenara fırlatıp sahneye çıkmaları gerek... Ondan sonra da spor gazeteciliğine yatay geçiş yapacaklar... Yeni metod bu demek ki!.. Spor gazeteciliğine 40 yıl emek verenler bir kenarda dursun, liyakat çöpe atılsın, ne gam... Al bu kafayı yayın yönetmeni yap, sonra seyreyle cümbüşü... Misal, Beşiktaş'ın emektar malzemecisi Süreyya çok televizyon izlediği için Semercioğlu'nun yerine TV eleştirmenliği yapsın!.. Colin Kazım demokratik açılım konusunda baş yazı yazsın!.. İbrahim Üzülmez ekonominin nereye gittiğini yorumlarken; Hakan Balta, Birand'ın yerine ana haberi sunsun!.. Hasan Pulur'lara, Mehmet Barlas'lara, Hasan Cemal'lere, Emin Çölaşan'lara, Engin Ardıç'lara, Oktay Ekşi'lere, Bekir Coşkun'lara, Ahmet Altan'lara, Reha Muhtar'lara ne gerek var!.. Çağır iki türkücü, jön, üç manken al sana dev "gazeteci" kadrosu!
Bu kavgada ben varım Kafa bu... Gazeteciliği herkes yapar!.. Yanlış anlaşılmasın, sanatçı dostların olayın şov tarafında olmalarının bir sakıncası yok... Ancak gazeteciliği topyekün sanatçılarla yapmak nerede görülmüş?.. Koca Hürriyet'in spor sayfasında gazeteci kalmadı... Her gün bir sanatçı manşette... Var mı böyle bir şey?.. Başkasını bilmem ama gazetecilik okulunda dört yıl dirsek çürüttükten sonra bu mesleğin (sayfa sekreterliği, muhabirlik, yöneticilik gibi) merdivenlerini adım adım çıkan ben isyanlardayım... Ardıma bakmadan da Nasreddin Hoca misali Timur'un karşısına çıkıyorum... Gerekirse tek başıma yürümeye de kararlıyım... Bana göre bizden sonra gelecek genç gazetecilere borçluyuz... Onlar için, bu kavgayı kimseden kormadan vermek zorundayız... Ben bu kavgada varım, ya siz?