Selçuk Yula, "Sevgili Turgay omuz ver bu işi çözelim" diyor. Omuz vermek şöyle dursun yüreğimi koyarım ortaya. Masal bitsin, şapkalar düşsün, kel görünsün! Ancak nüfus sayımıyla olmaz bu iş. O sayımlarda aile reisi oturur tek başına cevaplar bütün soruları. Yani gerçekçi bir sonuç çıkmaz. Bu iş için özel bir çalışma yapılmalı. Misal herkesin TC kimlik numarası ile katılacağı ve tekrar oyları önleyecek bir sistem kurulmalı. O zaman nispeten daha gerçekçi bir sonuç ortaya çıkar. Kabul edelim ki bunun yapılması kolay değil, kimse de taşın altına elini koymaz. Dolayısıyla 20 milyon Fenerbahçeli ya da Galatasaraylı, Beşiktaşlı masalı da devam eder. Oysa bana göre Türkiye'de 20 milyon falanca kulüp taraftarı değil, 20 milyon futbolsever yok. Fenerbahçe'nin 500 bin, Galatasaray'ın 400-450 bin, Beşiktaş'ın 250-300 bin, Trabzonspor'un da 80-100 bin müşterisi var hepsi bu. Tabii taraftardan kasıt, takımının maçını takip eden, onun için gazete alan, her maça gitmese bile cebindeki telefon kartını kulübüne katkı yapma adına değiştiren futbolseverlerdir. Yoksa Beşiktaş'ın, Fenerbahçe'nin ya da Galatasaray'ın bu hafta kiminle oynadığını dahi bilmeyen, kadrosundan dört adamı şaşırmadan sayamayanlara taraftar denmez, 'çakma seyirci' denir. Taraftar dediğin kulübüyle ilgilenir, oynadığı ve oynayacağı maçları takip eder, gelişmelerinden haberdar olur, aktivitelerine katılamasa bile takip eder. Sırf ankete katkı sağlamak için "Ben falanca takımı tutuyorum" diyenler taraftar değil seyirci bile olamaz... En azından benim nazarımda.