'Şampiyon oluruz' diyemem Avrupa Şampiyonası'nda basketbol oynayan takım kalmamış. İspanya maçı bize hediye etti... Ender, Hidayet ortada yoktu. Tanjevic, maçın en başarılı oyuncusu Ömer'i kenarda unuttu
Efes Cup'ta dökülen 12 Dev Adam, Polonya'da harikalar yaratıyor. Gruptan namağlup lider çıktı, ardından da Dünya Şampiyonu İspanya'yı tuş etti. 'Harikalar yaratıyor' demem. Bu kadar maçı kazanmış olması tabii hoş bir şey. Avrupa Şampiyonası'nda basketbol oynayan takım kalmamış. İspanya maçı bize vermek için elinden geleni yaptı. İspanya'nın oynadığı basketbol, inanılır gibi değil. Biz kazanmak için bir şey yapmadık. Zaten skordan belli; 63-60. İspanya'nın 60'ta kalması bizim savunmanın iyiliğinden değil. İspanya'yı 60'ta tutuyorsan muhteşem bir savunma yapmış olman lazım. Maçı şöyle bir izleyelim yeniden; nerelerden neler kaçırmış İspanyollar!.. Son topları dahil. Adamlar 'biz bu maçı kazanmayacağız' diye karar vermişler sanki. Bize ikram edildi İspanya maçı. Takım yok ortada. Zaten bizim grup, ev sahibi Polonya 'finale kalsın' diye biraz itinalı yapılmış. Ya öbür grupta!.. Bu mu Yunanistan, bu mu Rusya, bu mu Fransa! Almanya yok. Litvanya yok. Litvanya basketbol ekolü, ortada yok. Sovyetler Birliği'ni ayakta tutan ekol!.. 2000 oyunlarında Amerika'ya hakemlerle şampiyonluğu kaptırdı Litvanya. O oyuncular şimdi yok ama nasıl bir Amerikan ekolü varsa bir de Litvanya ekolü var. Nerede belli değil!.. Rakipler maşallah!.. Polonya'da şampiyon olmamız normal ama güvenip de konuşamıyorum. İlk 3 maçta nokta gibi atan Ender Arslan İspanya maçında yoktu. Takımın en güvenilen adamı Hidayet, efendim sakatmış, onu da bilmiyorum, İspanya karşısında hiç yok!.. Tanjevic; takımın en skorer adamıydı ve yaptığı müdafaayla Gasol'ü perişan ediyordu, en kritik 4. periyotta Ömer Aşık'ı unuttu. 20 saniye kala, taktik icabı oyuna soktu. 12 saniye kala topu onlar kullanacaklar basket olmazsa 'dönen top bizde kalsın' diye taktik için oyuna soktu ve blok yaptı Ömer. Maçı kurtaran adam oldu. Böyle bir taktik uygulama gereği olmasa oyuna giremeyecek. Maçın en skorer ve en iyi savunma yapan adamını unutan bir koç olur mu? Onun için bana kimse 'Harikalar yaratıyoruz' falan demesin. * Röportaj, Sırbistan maçı öncesi yapılmıştır.
TATİL GÖRÜLÜYOR _Noel'de maç koymayan federasyonun bayram günlerine maç koyması büyük tepki çekti. Federasyonun dini bayramlarda da daha hassas davranması gerekmez mi? Noellere maç koymaması normal. Çünkü Noel'e gidecek adam İspanya'ya gidecek, Brezilya'ya gidecek, dünyanın öbür ucuna gidecek. Ama bayram burada zaten. Sabah evinde bayramlaşır, akşam da çıkar maçını oynar. Bundan doğal bir şey yok. Bu mukayese çok çirkin. Noel'de, Amerikalı eşim olduğu için biliyorum, ailece bir araya gelmek kutsal bir gelenek. Adamı göndermesen, aklı orada kalır, işe yaramaz burada. Oysa bizim bayramlar tam tersine, insanların büyük şehirlerden kaçıp, tatile gitme alışkanlığına döndü. Televizyon reklamlarında 'şehirde kalın da annenizin babanızın elini öpün' mesajı veriliyor. 'Salondan her seferinde kapıya koşan anne, büyükanne, büyükbaba' reklamları az mı!. Biz de bayramda 'bütün aile bir arada olmalı', 'iç içe olmalı' diye bir adet yok. Ama Hıristiyan dünyasındaki büyük ailenin, torunlara varıncaya kadar bir arada olması geleneği hâlâ şiddetle sürüyor. Armutlarla, elmaları mukayese edip kimse yorum yapmasın.