4.03'ü tabelada gördüğümde ağlayasım geldi. 3.55 koşan Süreyya ne düşünmüştür acaba.
Süreyya konusunda Türkiye'yi uyaran Cüneyt ağabeyi, beni ve Kenan'ı vatan haini ilan ettiler.
Dünya Şampiyonası'nı ne yazık ki Karin Melis Mey'in tek madalyası ile kapattık. Bir kez daha bizim payımıza hüsran düştü!.. Beni üzen de bu oldu. Tek madalyamızın uzun atlamadan gelmiş olması. 1500 metre yarışı 4.03 ile bitti. Süreyya Ayhan 3.55 koşuyordu, bundan 8 sene evvel. 3.55 ile 4.03 arasındaki mesafe 30 metre. Dünya Şampiyonası'nda 1500 metreyi bitirir, arkasına baka baka, tribünleri selamlarken, 'Ne haber arkadaşlar' diyebilirdi Süreyya Ayhan. Nerede Süreyya!.. Nerede!.. Bunun hesabını birisinin vermesi lazım Türkiye'de!.. Dünyanın gelmiş geçmiş en yetenekli 1500 metre atletlerinden birisi olabilirdi. 2003'te Dünya Şampiyonu olmalıydı, 2004'te Olimpiyat Şampiyonu olmalıydı, 2005'te Dünya Şampiyonu olmalıydı, 2007'de Dünya Şampiyonu olmalıydı, 2008'de Olimpiyat Şampiyonu olmalıydı, bu sene yine Dünya Şampiyonu olmalıydı. Süreyya'nın tozuna yetişemiyorlar. Süreyya'nın tozuna yetişenler de dopingli çıktı üstelik. Biz Süreyya Ayhan gibi büyük bir yeteneği yok ettik. Süreyya Ayhan konusunda Türkiye'yi uyaran, Kenan Onuk, Cüneyt Koryürek ve Hıncal Uluç vatan haini ilan edildi Türk medyası tarafından. Şimdi soruyorum: Vatan haini kim? Süreyya'nın kabahati yok, hocası ve kocasının da kabahati yok, Süreyya'nın farkında olmayan o zamanın Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay'ın, o zamanın Atletizm Federasyonu Başkanı Mehmet Yurdadön'ün de kabahati yok; kabahat Türk spor medyasının. Atletizmden anlamayan bir takım yalakalar, altını çiziyorum yalakalar; beni, Cüneyt ağabeyi, Kenan Onuk'u vatan haini ilan ettiler. Türkiye, 4 Dünya Şampiyonluğu, 2 Olimpiyat Şampiyonluğu kaybetti. Şimdi Karin Melis Mey'in aldığı bronz madalya ile teselli olmaya uğraşıyoruz. Acıklı olan bu!.. EFSANE OLACAKTI O 4.03'ü tabelada gördüğümde ağlayasım geldi. Süreyya Ayhan ne düşünmüştür, ne yapmıştır acaba!.. Neler kaybettiğinin farkında mı? Hadi o zaman çocuktu. Şimdi!.. Neler kaybettiğinin farkında mı Süreyya!.. Spor tarihine geçmişti. Phelps nasıl yüzme tarihine geçmişse Süreyya, spor tarihine, atletizm tarihine öyle geçmişti. 8 sene boyunca hiçbir Olimpiyat ve Dünya Şampiyonluğunu kaptırmayan erişilmez, ulaşılmaz atlet olacaktı. Dünya tarihine geçmişti, bankada da milyonlarca doları vardı. Böyle bir yeteneği biz yok ettik. 'Küçük kalsın, ben de kalsın' diyen bir hoca ve koca, buna göz yuman bir teşkilat, atletizmin A'sından haberi olmadığı için de yalakalık yapan bir spor medyası Süreyya Ayhan'ı bitirdi. Ondan sonra sen bana Karin Mey'i soruyorsun. Güzel bir şey tabii ki!.. Sen biliyorsun ben 'devşirme' laflarına fena halde kızıyorum. İngiliz takımı Jamaikalı dolu, Kanada takımı Jamaikalı dolu. Buna benim bir itirazım yok ama biz eğer şöyle bir Süreyya Ayhan yaratabilseydik, bugün Türkiye'de 1500 metre koşan en az 25 bin genç kız olurdu. Geçen hafta konuştuk; Jamaika'dan niye bu kadar sprinter çıkıyor? Çünkü Jamaika Liselerarası Atletizm Yarışması'na 25 bin liseli atlet katılıyor. Neden; Asafa Powell var, Usain Bolt var, kötü şöhretli Ben Johnson var, Merlene Ottey var, Sanya Richards var. Bakıyor genç, "Bunlar bu adadan çıkıyor. Ben de onlar gibi olursam hem şöhret olarak, hem para olarak köşeyi dönerim' diyor ve hevesleniyor. O zaman yarışmada 25 bin kişi oluyor. 25 bin liseli yarışınca da aradan ünlü atletler çıkıyor. Süreyya Ayhan gibi Anadolu'dan gelmiş bir kız, bu şöhrete, bu paraya ulaşsaydı, anne ve babalar, genç kızlarını, çocuğu mahveden üniversite sınavlarına mı hazırlardı, yoksa atletizm antrenmanlarına mı? Hangisini tercih ederlerdi?
Süreyya Ayhan gündemde olduğu kısa süre içinde dahi atletizme karşı büyük bir ilgi oluşmuştu. İyi bir atlet olursa kızı 18 yaşında dolar milyoneri olabilir. Örnek; Süreyya Ayhan. En az 10 bin genç kızımız 800, 1500 koşuyordu şimdi. Süreyya Ayhan'ı biz doğru kullanabilseydik. Sprintlerde Jamaica neyse, orta mesafe koşularda Türkiye o olurdu. Tavanda ışığı yaktığında pervaneler etrafında dönmeye başlar. Şampiyon yetiştirmenin en kolay yolu budur. Sen istemesen de gelirler. Işık istiyor mu pervanelerin üzerine gelmesini!.. Hayır ama gelir. Yandığında gelir. Hele Türkiye gibi işsizliğin üst düzeyde olduğu bir ülkede!.. Lise mezunu kız hizmetçilik yapmak istiyor. Ben Kilis'te okurken, lise mezunları şehrin ileri gelenlerindendi. Kilis'te lise de yoktu. Lisede okumak isteyenler İstanbul'a giderlerdi, babası zenginse. Yoksa okuyamazlardı. Şimdi lise mezunu kız benden hizmetçilik yapmak için iş istiyor. Böyle bir Türkiye'de atletizm ile şöhret ve para kazanılabileceğini bilse anneler, babalar, kızlarını atlet yapmazlar mı? Ama biz elimize gelen ışığın düğmesini kapattık. Bu medya yüzünden.