Galatasaray özellikle ikinci yarıda İsrail takımı karşısında iyiydi. Bu iyilik bundan evvelki Tobol maçına bakıp söylediklerimizdendir. Çünkü iki maçta Galatasaray çok kötüydü. Yavaş yavaş takım oturuyor. Taşlar yerine konuyor. Ve Galatasaray iddialı bir şekilde yola devam ediyor. Dünkü maçta birkaç isim çok dikkatimi çekti. Onlara birkaç satır yazalım...
Arda üstüne koymuş Arda Turan: Müthiş bir şekilde üstüne koya koya gidiyor. Hem futboluna hem de alacağına koyduğu para rakamsal olarak oldukça büyük olacak gibi gözüküyor. Bundan hem kendisi kâr edecek hem de Galatasaray. Önceki günkü maçta üç tane assist yaptı, üç gol atıldı. Bu da şunu gösteriyor, her vurduğu topu isteyerek ve bilerek adres verir gibi yolluyor. Bu büyük bir meziyettir. Avrupalı aptal değil. Bunu adım adım takip ediyor. İyi bir tarafı da var, korkmuyor. Kafayı da uzatıyor, ayağını da, bacağını da. Bu sene Galatasaray'ı sırtında taşıyacak, bu kesin.
Baros örnek bir yıldız Milan Baros: İnanır mısınız tanıdığım en dürüst, en namuslu ve en onurlu futbolculardan biri. Aldığı paranın hakkını vermek için hiç durmadan koşuyor. Hollanda kampı bir dediğinde, herkesten evvel gelen Baros'tu. Bu onun meslek terbiyesini gösterir. Diğerleri gibi ne mazeret uyduruyor, ne bahane buluyor. Önceki günkü maçta dikkat ettiyseniz orta sahada makine gibi çalıştı. Top çıkardı, top taşıdı, pas verdi ve bir de nefis bir kafa golü attı. Bu onu alkışlamak için yeterli sebeplerden bazıları.
Kale artık emin ellerde Leo Franco: Arjantinli kaleci ilk maçında kesin güven verdi. 4 tane golü kurtardı. Az buz değil. Biraz acemi kaleci bunları yerdi. Ancak golde hatalıydı. Çıkmalı ve o topu yumruklamalıydı. Görüntü onun bu sene Galatasaray kalesini iyi koruyacağı şeklinde.