Aslında "Nereye kadar?" sorusunu sormak için vakit çok erken, bunu çok iyi biliyorum. Hatta her şey dört dörtlük olsa bile şu köşede, "Haydi Abbas vakit tamam. Saldır göster kendini" diye yazmayı çok isterdim. Görüntü ona da mani oluyor. Gazete sayfalarında ve televizyonlarda boy boy resimlerin, röportajların çıkması elbette güzel şeydir. Bunun devamı için de tutarlı ve acemilik yapmadan oturduğun yerin hakkını vermek şarttır. Vakit erken, yol yakınken bazı şeyleri tartışmak, çok yararlı olacaktır. Örneğin futbol şubesi... İki üç futbolcuyu bonservis ücreti ödemeden transfer etmek elbette kulüp açısından olumludur. Ama alkışlanmak için daha başka şeyleri de yapmak gerekir. Mesela:
Üstünel el koymalı 1- UEFA Avrupa Ligi ön eleme maçının ne zaman oynanacağı bilinmesine rağmen yeni transferlerin ya da eski yıldız oyuncuların keyiflerince izin alıp kampa geç gelmesi ve ilk hazırlık maçında sahada olmaması büyük hatadır. 2- Futbol şube sorumlusu Haldun Üstünel ve şubede beraber çalıştıkları arkadaşları, takımı tam kadro açılış günü teknik direktöre teslim edemezlerse, Tobol maçından sonra ya da başka bir olayda asla hesap soramazlar. Lafım elbette Kewell, Leo Franco ile Keita'dır. 3- Haldun Üstünel'e sormak isterim. Daha dün A takıma çıkıp, üç gün sonra kırmızı kartla oyundan atılan Alparslan Erdem ile yeni gelen Mustafa Sarp'ın psikolojik sorunları mı var? Neden bu kadar sinirliler? Bunların çözümü sizin sahanıza girer. Hayır derseniz, bunu da size başka yazıda anlatırım.