_Polat'ın hoca adaylarıyla bizzat görüşmesi eski başkanlardan Süren'in tepkisini çekti ve "Galatasaray başkanının bir hocanın ayağına gitmesi doğru değil" dedi. Başkanın, hoca adayları ile görüşmesi, Galatasaray gelenekleri açısından yanlış mıdır?
"Ayağına gitme" lafı yanlış. Faruk Süren'e yakıştıramadım ben o sözü. "Ayağına gitmek" ne demek? Sen bu işi bir an evvel bitirmek zorundasın. Sezon açılmasına günler kalmış. Galatasaray'ın vakti yok. 'Geldi, gitti, oturdu, konuştu' yerine bizzat gidip işi bitirdi. Polat'ın başkan olduğundan beri yaptığı en başarılı iştir, Rijkaard'ı getirmek. Galatasaray'ın başarısı uğruna yaptı bunu. Faruk Süren'in de bunu bilmesi gerekir.
1 NUMARALI ADAYDI _Beşiktaş ile şampiyonluğa ulaşan Denizli 'devam edip etmemek' konusunda tereddüt yaşadı. Bir süre düşündükten sonra Beşiktaş'a "Evet" dedi. Denizli'nin kararsızlık yaşamasını neye bağlıyorsunuz? Ben bu konudaki tahminimi söyleyeyim. Mustafa Denizli ile uzun zamandır konuşmuyorum. Galatasaray'ın Fatih Terim ile yakın temasta olduğunu biliyordu. Fatih Terim, Galatasaray'ın başına geldiği anda Milli Takım hocalığı boşalacaktı. Milli Takım hocalığı boşalınca da Mustafa Denizli 1 numaralı adaydı. Öyle tahmin ediyorum ki Fatih Terim'in durumunu bekledi Mustafa Denizli. Fatih, Galatasaray'a gelmeyince, Mustafa da Beşiktaş ile sözleşmesini uzattı.
GÖRGÜ ŞAHİDİYİM _Fenerbahçe ve Beşiktaş'ı şampiyonluğa taşıyan Denizli'nin Galatasaray'da yaşadığı şampiyonluk tartışılıyor. Galatasaray'ın 1987-88 sezonundaki şampiyonluğunda Denizli'nin payı neydi? Güneşi balçıkla sıvamanın alemi yok. Türk spor medyasında ağır bir Fenerbahçelilik var, aşağılık kompleksi var. Lucescu'yu göklere çıkarmak için, Daum'u göklere çıkarmak için elinden geleni yapan medya, 'Fatih Terim ile Mustafa Denizli'yi yıpratayım' diye çırpınıyor. Niye? Bunların ikisinin iki büyük günahları var. 1- Türk olmaları. 2- Galatasaraylı olmaları. Olay bundan ibaret. Ben bire bir Galatasaray teknik direktörü olarak, Galatasaray'ı nasıl şampiyon yaptığını yaşadım. "Hayır" diyenler gelsin, 'Hıncal, haftanın 3 günü, Florya'da terasta bütün sezon boyunca ben de senin yanındaydım' desin bakalım. Mustafa Denizli'nin Galatasaray'ı çalıştırmasını izliyordum ben. Sağımda Derwall, solumda Alp Yalman oturuyordu. Benim anlattığım birinci elden bu. "Hayır yapmadı" diyenlerden bir tanesi desin ki 'Hayır. Hıncal yalan söylüyorsun ben de o sırada terastaydım. Derwall sahadaydı, Mustafa Denizli de onun yanındaydı.' Bir kişi desin, işte meydan okuyorum. Ben görgü şahidiyim olayın.