* Şampiyonluğa yarışan kulüpler içinde en aklı başında ve takımla en uyumlu çalışan teknik direktör Beşiktaş'taydı. Fark buradan kaynaklandı * G.Saray doğru bir hoca seçimi yapsaydı Barcelona gibi sezonu 3 kupa ile kapatırdı. Öbürleri G.Saray'ın ikramı üzerine potaya girdi * Aragones'in iyi bir hoca olmadığını başından beri söyledim. Yıldırım devre arasında değişiklik yapsa şampiyonluğa gidebilirdi
_ Şampiyonu haftaya söylerim" demiştiniz ve artık kim olduğunu biliyoruz. Evet şampiyonun kim olduğunu artık söyleyebiliriz. Beşiktaş şampiyon oldu.
_Kalite hep tartışıldı ama heyecan son haftaya kadar devam etti.
Beşiktaş sezonu çifte ile kapattı. Beşiktaş'a baktığınızda diğerlerinden farklı kılan özelliği neydi? Şampiyonluğa yarışan kulüplerimiz Fenerbahçe, Galatasaray, Sivas, Beşiktaş ve Trabzon; bunların içinde en aklı başında ve takımla en uyumlu çalışan teknik direktör Beşiktaş'taydı. Farkı da bu yaptı. Trabzon'da Ersun Yanal ile takım arasında bir anlaşmazlık olduğunu düşünüyorum. "Ersun gidene kadar bazı futbolcular oynamadı" demek fazla haksız olabilir. Kanıtlar gerektirebilir. Onun için bu böyle bir his. Yanal'ın ayrılmasıyla bir sihirbazın eli dokunmuş gibi Trabzonspor'un oyunu değişiverdi. 'Acaba daha evvel yapılsaydı bu değişiklik ne olurdu' diye düşünmek lazım. Fenerbahçe'de Aragones'in iyi bir hoca olmadığını, yanlış bir seçim olduğunu başından beri söylemiştim. Yanıltmadı beni. Devre arasında Aziz Yıldırım teknik direktör değişikliğine gitseydi Fenerbahçe de şampiyonluğu yakalayabilirdi. Sivasspor çok yaklaştı, şampiyonluk avucunun içine de kondu hatta. Ama sen küme düşme savaşı yapan bir takımı, kendi sahanda yenemezsen şampiyon olman zor. İyi de bir kadrosu var Sivas'ın. Hatta çok iyi bir kadrosu var. Ben Bülent Uygun'un o kadroyu doğru kullandığı inancında değilim. Bülent Uygun bir de antipati yarattı Sivas hakkında. Çok hatalı konuşmalar yaparak, yanlış laflar ederek.
DÜNYADAN HABERSİZ Daha iyi bir hoca ile Sivas da şampiyonluğa ulaşabilirdi ama şampiyonluğa en yakın takım Galatasaray'daydı. Galatasaray'ın elinde öyle bir kadro vardı ki onu ikiye bölersin, iki takım yaparsın, birisi birinci, diğeri ikinci bitirirdi ligi. Ya da biri ligi, birisi kupayı kazanırdı. Ama bu Galatasaray kadrosu muhakkak UEFA Kupası'nı kazanırdı. Galatasaray doğru bir antrenör seçimi yapmış olsaydı sezon başında, Barcelona'nın Avrupa'da yaptığını yapar 3 kupayı da kazanırdı. Hem UEFA Kupası'nı, hem Türkiye Ligi'ni hem de Türkiye Kupası'nı. Bu Galatasaray'ın elinde bulunan kadroyu zorlayabilecek bir rakip yoktu. Ama önce Skibbe gibi bir acemiye, daha sonra da Bülent Korkmaz gibi dünyadan habersiz, futbolun f'sinden habersiz birisine emanet ettiler takımı ve hem Skibbe'yi hem Bülent Korkmaz'ı değiştirmekte geç kaldıkları için önce Türkiye Kupası'nı sonra UEFA Kupası'nı sonra da Türkiye Ligi'ni kaybettiler.
_Söylediklerinizden şunu çıkarttım: Antrenör seçimlerinde bir problem var. Takımlarda da problem var ama esas sorun, bu seneki lig için konuşuyorum; Galatasaray doğru dürüst bir antrenör bulsaydı, bu günlere gelmezdik zaten. Nisan ayında Galatasaray şampiyonluğunu ilan etmişti zaten. İnter'in haftalar önce ilan ettiği gibi. Öbürleri Galatasaray işi başaramadığı için potaya girdiler. Galatasaray'ın ikramı üzerine. 'Ben şampiyonluğu istemiyorum' diye bas bas bağırması üzerine diğerleri potaya girdi. Potaya girenlerin içinde de şampiyonluğa götürecek, takımı vasıflı tek hoca Beşiktaş'taydı. "Talihli" dedik. O da bir şeydir. Talih de bir takımın şampiyonluğu için önemlidir.
_Şans da gerekiyor bir noktada. O şansı elde edebilmek için hazır olmak gerekiyor. Evet şans da gerekiyor. Beşiktaş-Galatasaray maçını konuştuk burada. Galatasaray'ın açık bir farkla kazanabileceği bir maçtı. Ama bir de soru sordum ben sana; "Galatasaray 5-1, 6-1 kazanabilirdi maçı ama kazanmak için oynayan takım hangisiydi?" diye. Maçı kazanmak için oynayan takım Beşiktaş'tı. Galatasaray'ın öyle bir görüntüsü yoktu. Galatasaray motive edilmemişti.
A'DAN Z'YE YANLIŞ Baktığın zaman Galatasaray'da A'dan Z'ye her şey yanlış. Son maça çıkıyor Galatasaray 9 eksiği var. Ekim ya da en geç kasım ayında sahaya dönmesi beklenen Uğur Uçar son maçın son dakikasında oyuna giriyor. Alay eder gibi. Sezon başında çok iyi bir genç adam vardı; 'Alpaslan' diye. Sakat. Nerede sakatlandı, hangi maçta sakatlandı? Antrenmanda sakatlanıyor bir takım adamlar; niye sakatlanıyor kimsenin haberi yok! Maçta zorlanır, sakatlanırsın. Hayır, antrenmanda sakatlanıyor. Sakatlanan da geri dönmüyor. Uğur Uçar 1 senedir sakat, Hasan Şaş 6 aydır sakat. Öteki 5 ay sakat. Serkan Çalık hâlâ yok. Böyle bir şey olur mu? Florya tıp merkezi gibiydi. Herkes oraya giderdi. Burhan Uslu işin başındayken... Burhan hoca ayrıldı, Galatasaray'ın sağlık heyeti bitti. Doğru dürüst antrenörün yok, doğru dürüst idarecin yok. Derleyip toplayacak bir kişi yok.