Kimi okurlarım 'Yönetim ve Aragones'i sürekli eleştiriyorsunuz. İyi de futbolcuların hiç mi günahı yok' diyerek sitem ediyorlar. Haksız değiller. Ama yönetim ve teknik direktöre çuvaldızı, futbolculara ise iğne batırmamın bilimsel nedenleri var. Taktir edersiniz ki her futbol takımının belli bir potansiyeli ve hedefleri vardır. Bu potansiyeli ortaya çıkaracak planlamayı yapmak, hedeflere ulaşacak adımları atmak yetkisi ve sorumluluğu da öncelikle yönetimlerindir. Oysa Aziz Yıldırım yönetimi camiaya 'Avrupa'da bir kupa' vaadinde bulunduğu dönemde, daha teknik direktörünü tayin etmemişken Emre, Burak ve Güiza'nın transferlerini gerçekleştirdi. Yetmedi, ülkesi dışında hiç tecrübesi olmayan, heyecanını yitirmiş Aragones'le anlaştı. Yani hedef ile uygulama arasında çelişki yaratılarak sezona başlandı.
Tarihe geçen sezon Nitekim, kadronun özelliklerini önemsemeden belli bir sistemde diretme cehaletinde ısrar eden hoca, sistemin futbocuyla oynandığı sıradan gerçeğini bile inkar etti. Dolayısıyla değerli bir kadro kapasitesine ulaşamadı ve tarihinin en başarısız sezonlarından biri yaşandı. O halde, 'Dünya Kulübü' olmayı düşünenler, öncelikle bilimi benimseyecekler. Mesela, Laporta B takım hocası Guardiola'yı, Deco ve Ronaldino gibi yıldızları gönderebilme ve istediği transferi yapabilme yetkisiyle göreve getirdi. Dolayısıyla Barça'nın göz kamaştıran başarısında en büyük pay başkanındır. Çünkü ilk adım doğru atılmıştır. Oysa ilk düğmeyi yanlış iliklediğinizde, gerisi de yanlış olur. Teknik direktör ve kadro konularında yetki kimdeyse, başarı ve başarısızlıklardaki 'sorumlu' sıralamasını da ona göre yapmak zorundayız. Hiçbir hoca ve futbolcu bir kulübe silah zoruyla gitmediğine göre, başarı ya da başarısızlığın asıl sorumlusu da onları oraya getirenlerdir. Bu nedenle, F.Bahçe'nin başarısızlığında sorumluluk sıralamam yönetim, Aragones, futbolcular şeklindedir.