Vefa'nın ne demek olduğunu bilmek için illa lugata bakmaya gerek yok. Vefa'yı 3-4 konuda değerlendirebilirsiniz. Mesela Vefa Bozacısı, ya da Vefa semti ile Vefa kulübü olabilir. Bunlar da değil derseniz, o zaman ortada bir tek anlam kalıyor. O da "Vefa" nın kardeşi, "Vefasız" kulüp Galatasaray. Bu da ne demek demeyin! Tugay'ın 8 yıl oynadıktan sonra son maçında yani Blackburn Rovers'a veda gününde yapılanları okuduktan sonra, Galatasaray'a asla vefalı bir kulüp diyemem. Tugay'a son maçında gösterilen müthiş sevgiyi asla unutamam. Önce stada herkesin "Tugay maskesi" ile gelmesi tek kelime ile muhteşemdi. Tugay 8 yılda İngiliz kulübünde bir Türk futbolcusunun yapamayacağını başardı. Tugay bir İngiliz futbolcusu değildi. Birçok ülkede dışlanan Bir Türk vatandaşı idi. Ona rağmen kendisini oynadığı büyük futbolla ne kadar sevdirdiğini hiç kimse görmemezlikten gelemez. Türkiye'yi başarıyla temsil eden ve ülkemizi oralarda onurlandıran Tugay'a devletin bir onur madalyası vermesi gerekir, Bu konuyu Futbol Federasyonu'na havale ediyorum. Evet, gelelim Galatasaray'a... Ne kadar acıdır ki Avrupa'da tarih yazan büyük Galatasaray borç batağında boğulurken, bir yanda da geleneklerini kaybetmek üzeredir. Bu kulübe ne oldu böyle bilemiyorum. En son kime jübile yapıldığını bile hatırlamıyorum. Hatırımda kalanları saysam ne yazar.
Tarih yazdılar ama... Yapılmayanların bazılarını şuraya yazayım da Galatasaray'ın nasıl bir vefasız kulüp olduğunu görün de üzülün. Hagi, Hakan Şükür, Hakan Ünsal, Suat Kaya, Bülent Korkmaz, Arif Erdem. Son olarak Bülent Korkmaz olmak üzere hepsi de kulüpten rezil edilerek yollandılar. Sıradaki Hasan Şaş'ı da unutmadım. Gördünüz değil mi. İsimlerini okuduğunuz bu futbolcular Galatasaray'a tarih yazdıran kişilerdir. Efsane Hagi'yi kim unutabilir. Galatasaray'a yaptıklarını kim inkâr edebilir. Orta sahadan attığı goller. Çalımları, verdiği inanılmaz pasları, şutları, tribünleri çıldırtan golleri üstelik sadece sarı-kırmızılıların değil Fenerlisi, Beşiktaşlısı ve tüm Türkiye'nin sevgilisi olan Hagi ve diğerlerine birer jübileyi çok görenler, kulübü bu hale getiren eski başkanlar ve yönetimlerdir. Kim mi bunlar? Onları da yazayım. Faruk Süren, Mehmet Cansun, Özhan Canaydın ve Adnan Polat. İşte Tugay Kerimoğlu'na yapılanlar bana bunları hatırlattı.