Galatasaray'da tek hedef UEFA bileti gibi görünüyor. En azından elde o var... Ama bence Şampiyonlar Ligi ihtimali hiç de yabana atılmayacak kadar güçlü... Hem yerliler hem yabancıları için muazzam bir hamle şansı ellerine geldi... Umarım bunu kullanırlar... İlk yarı itibarıyla oynanan futbol için başka ne yazılabilir aklıma bir şey gelmiyor... İkinci yarı başladı ve sarı-kırmızlı takım bu maçı kazanması gerektiğini hatırladı. Sağlı sollu ataklar ile Gençlerbirliği kalesini tek kelimeyle ablukaya aldılar... Gerçi çok net gol pozisyonları bulmakta zorlandılar ama öne Kewell, sonra Barış dört dakikada iki gol ile kilidi açtılar. Gençlerbirliği takımı tek puanın bile altın değerinde olduğu bir haftada haddini bilerek beraberliğe oynadı. Alan daraltarak, kanatları kapatarak karşılaşmayı adeta kendi on sekizleri üstünde kabullendiler.
Dengeleri değiştirebilir Umutları kontrataklarıydı ama ev sahibinin yerlileri bu maçın anlamını biliyorlardı ve rakiplerine göz açtırmadılar... Bu maçta alınan üç puanın en önemli yönü şu: Galatasaray sadece UEFA Kupası'nı kovalarken bir bakmışsınız Şampiyonlar Ligi biletini cebine atıvermiş... Hiç size uçuk gelmesin, şans bu ya üstündeki iki önemli takımla son iki maçını oynayacak... Bu maçlardan çıkacak altı puanın ligin zirvesindeki tüm dengeleri sarsma ihtimali çok yüksek... Ligin bombası sarı-kırmızılı takım ve fünyeyi de elinde tutuyor... Bu iki maçta alınacak altı puan takımın tüm sezondaki kötü gidişat için taraftarına özür dileme şansı veriyor... Bu üç puan Şampiyonlar Ligi biletini ufukta gösterdi bence... Ha gayret, altı puan daha...