Galatasaray Başkanı Adnan Polat, peş peşe itiraflarda bulunuyor. Galatasaraylı Yönetici ve İş Adamları Derneği (GSYİAD) seçimlerinde de ilginç bir analiz yaptı. Polat, "Ben şampiyonluk yarışında takımların puan kaybedeceğini söylemiştim ama bizim de böylesine puan kaybedeceğimiz aklıma gelmemişti" dedi. Bence bu tahmin işinin tadını kaçırmaya başladı. Aslında bu tahmin değil, bir hesap hatası. Hesabını baştan yanlış yaptı. Takımı yönetecek değil, kendisinin yöneteceği bir ismi işin başına getirdi. Bunları da Bilkent'teki panelde itiraf etti zaten. "Yanlış hesap Bağdat'tan döner" derler. Nitekim döndü de. Sayın Polat, hesabı-kitabı yanlış yapmanın faturasını ödeyecek yine. Tıpkı sezon başında Şampiyonlar Ligi'ne katılamamanın çıkardığı fatura gibi. Bu kez de bırakın gelecek sezonun Şampiyonlar Ligi vizesini alamamak, Avrupa'ya çıkamamak bile olabilir fatura. Yani tablo "tamamen duygusal..." Bu işin maddi boyutu. Bir de manevi boyutu var ki, Polat gibi güçlü bir başkana tepkisiz kalmak doğrusu yakışmıyor. Galatasaray taraftarı başarı, başarıyı da futbolda ister. Bayan basketbol takımınız bir ilki gerçekleştirip Avrupa Şampiyonu olmuş ya da Tekerlekli Basketbol Takımınız Şampiyonlar Ligi Şampiyonu ve Kıtalararası Şampiyon olmuş, fark etmez. Kıstas futboldur. Ama başarısızlıkta futbolculara cep telefonuyla vurmak, takım otobüsüne laptop atmak olacak iş değil. Başkana tekme savrulduğu bile iddia edildi, durum o vaziyette yani. Peki olabilir mi böyle bir şey? Daha kötüsü yöneticilerin tutumu. Tek söz, tek sitem yok. Siz bunları hak ettiniz mi ki susuyorsunuz? Resmi sitede bile en ufak bir kınama yok. Ayıptır. Havalimanındaki o sözde taraftara değil, sizlere ayıp. Maddi kayıp giderilir de manevi erozyon Galatasaray'ı yer, bitirir.