Fenerbahçeli futbolcu arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Dünkü yazımın orda okunduğunu biliyorum. Haftalardır hep 'Fenerbahçe ittifakların içinde olmaz' diyorum. Herhalde derbide bu açıkça görülmüştür. Onları tebrik ederken bir de kızgınlığını söylemek istiyorum: 'Şimdiye kadar neredeydiniz?' Oynadığınız bu futbolu şimdiye kadar sergileseydiniz çoktan şampiyonluk turu atıyordunuz. Ama olsun. Belki Beşiktaş'ı yenmekle kupayı almazsanız Avrupa'ya bile gidemeyeceksiniz. Ama işte onur, şeref, haysiyet budur. Fenerbahçe hiçbir zaman ittifakların içine girmemiştir, biz bunu savunduk, sizler de bunu gösterdiniz. Sağ olun, var olun. Maç için bir şey söylemeyeceğim, teknik yoruma da girmeyeceğim. Gökhan Gönül'ün ilk defa oynadığı stoperde harika işler yaptığını, Yasin'in son haftalardaki formunu en üst noktaya taşıdığını, Uğur Boral'ın ciddi olarak söylüyorum 'manyakça' mücadele ettiğini, Deivid'in mükemmel işlerini, Roberto Carlos'un profesyonelliğini anlatmama gerek yok.
Altında ezileceksiniz İspanya gol kralı Güiza'yı topçu yerine koymayanlar herhalde dün akşam attığı golden sonra utanmışlardır. Sadece gol değil, yaptığı işler de mükemmel. Ve benim dün akşam beğendiğim iki isim vardı. Birisi Semih, diğeri Emre Belözoğlu. Aragones dün ikisini birden çıkardı. Ya kardeşim şu Fenerbahçe'nin yakasını bırak, çocuklar kendi kendine oynasınlar. O değişiklikler olmasa Fenerbahçe farka gidecekti ama kovulmak için elinden geleni yapan Aragones sayesinde neredeyse maç da gidiyordu. Son sözüm bir hafta boyunca Fenerbahçe üstü komplo teorileri kuranlara... Kadıköy'e gelmeden, Kadıköy'ün havasını solumadan Kadıköy'e çamur atmaya çalışanlar biraz kalkın da işinizi yapmaya başlayın. Biliyorum ki yarından itibaren bir hafta boyunca yazdıklarınızın altında ezileceksiniz ama biz sizi ortalarda göremeyeceğiz. Selçuk Yula olarak hepinizi toprağın altından çıkarmak boynumun borcu olsun. Siz kimsiniz, Fenerbahçe kim. İşte Fenerbahçe bu.