Şu tarihe (kötü anlamda) geçen maçta verilen cezaları görüyorsunuz değil mi? Hayır; niyetim, Ali Sami Yen'deki maçta neden Fenerbahçe'nin daha çok ceza yediğinin veya neden şu futbolcuya şu kadar, bu futbolcuyu bu kadar ceza verildiğinin tartışmasını falan yapmak değil. Amacım kimselerin dokunmadığı konulara biraz olsun temas edebilmek. Bakın arkadaşlar şu bir gerçek ki federasyonun artık elindeki gözlemcileri, onların yöneticilerini ve başkanını falan tamamen ortadan kaldırması, kurumunu da feshetmesi gerekmektedir. Yıllardır ne işe yaradıklarını bana anlatacak birisi çıkarsa sevinirim. Yayıncı kuruluşun maçın yönetmeninin kime ne isterse ceza verdirdiği bir dönemden geçmekteyiz. Hangi görüntü ne şekilde ekrana getirilirse cezalar ona göre kesiliyor. Mesela Emre Belözoğlu, saha dışında tedavi görürken yaptığı hareketten maç oynamama cezasına çarptırılıyor ama aynı bölgede tercüman Samet'in kafasında kırılan konyak şişesi es geçiliyor. Hadi onu da geçtik; çocuk dakikalarca kanlar içinde yerde kıvrılıyor, ambulans geliyor, tek bir görüntü yok. (Sami Yen 1 maç kapatılıyor, seyirciyle oynamayı boşverin, ayıptır!) Emre Aşık, Lugano'yu resmen ısırıyor, gene görüntü yok.
Gözlemciler ne yapar! Maçtan önce Arda'nın Fenerbahçe tribünlerine yaptığı terbiyesizce hareketler amatör kameralarca görüntülenmiş ama biz bunları televizyonda ne hikmetse göremiyoruz. Ama Volkan'ın sakat olduğu kasığını tuttuğu görüntüleri dakikalarca seyrediyoruz ve çocuk buradan 3 maç ceza alıyor. Yani bu hareketlerin ceza alıp almaması yönetmenin insafına kalmış. Hadi onu da geçtik, gözlemciler ne işe yarıyor? Onlar ne yaparlar? Lugano, maç boyunca televizyon başındakileri bile çileden çıkartan Emre Aşık'a kendi kafasına göre ceza kesiyor. Neden? Aynı Lugano'ya bu sefer Galatasaraylı futbolcular ceza kesmeye çalışıyorlar. Neden? Nedeni açık. Sahada otorite yok da ondan. Herkes kendi adaletini kendi sağlıyor. Sadece sahada olsa neyse, saha dışında da otorite var mı acaba? Eskiden yapılan hatalardan, yanlışlardan bıktığımız için yeni federasyona tüm kalbimizle güvenoyu vermiştik. Galiba yanılmışız. NOT: Bizi çok üzdün be Necmi Gülümsel. Mekanın cennet olsun.