Aşağı yukarı 30 yıldır bu işin içindeyim. Genç takımlarda oynadım, milli takımların her kademesinde görev yaptım, Fenerbahçe ve Milli Takım'da kaptanlık yaptım, gol krallıkları kazandım, birçok kupayı kaldırdım ama inanın ki bir hakemin maçın önüne geçtiği başka bir 90 dakika yaşamadım. Aferin sana Fırat Aydınus! Eğer ki sen Emre Aşık ve Sabri gibi iki futbolcuyu 90 dakika sahada tutabildin ya, şu maçın kasetini FIFA veya UEFA'ya göndersek sana herhalde bir şeref madalyası (!) verirler. Emre bir gırtlak hareketi yaptı, görüntülerle ceza yedi. Ama Sabri, Emre'nin boğazına öldürürcesine sıkıyor, sarı kartı Emre görüyor. Aragones, takımı beklediğimiz gibi çıkardı, İlk 20 dakikada G.Saray, taraftarının da desteğiyle baya etkili geldi. Bir-iki pozisyon yakaladı ama burada hem kaleci hem de savunmanın özellikle de Lugano'nun etkili gayretleri sonucunda bunlar golle neticelenmedi. Bu dakikadan sonra orta sahada Fenerbahçe üstünlüğü ele aldı. Maç da zaten 90 dakika boyunca böyle geçti. Kısa süreli aralıklarla bir G.Saray bir Fenerbahçe üstünlüklerini kabul ettirdi. Teknik direktörü ve tribüne yaptığı hakareti sadece F.Bahçe maçının geçiştirilmesi için memleketinden getirilen Lincoln de çare olamadı. Çünkü G.Saray en büyük yarayı burda almıştır. Artık 8 puan gerideki ne G.Saray'ın ne de F.Bahçe'nin şampiyonlukta şansı yok.
Anormal olaylar Maçı anlatmak istiyorum ama anlatamıyorum. Her F.Bahçe-G.Saray derbisinde anormal olaylar oluyor. Biz de haliye işin teknik-taktiğine giremiyoruz. Fenerbahçe açısından baktığımızda Deivid imzayı attığı günden beri yokları oynuyor. Peki onun yerine giren ve kendini kabul ettirmesi gereken Kazım ne yapıyor, hiçbir şey. Semih çok yorulmuş belli, bir de yanında Alex olmayınca onun da esamesi okunmuyor. Deivid, Semih olmayınca Güiza ne yapsın, o da yokları oynuyor. G.Saray'ın başı son 7 haftada biraz daha ağrıyacak görünüyor. Çünkü ellerinde ne kupa, ne lig ne de taraftarını rüyaya boğduğu Saracoğlu'ndaki UEFA finali kaldı. Adnan Polat'a Allah kolaylık versin.