Ne yazık ki bu sene Fenerbahçe sadece taraftarlarına değil, kendisini seyreden hiç kimseye zevk vermiyor. Bu kadar silik, etkisiz, sisteminin ne olduğu belli olmayan bir futbolu tartışacaksak başına elbette teknik adam Aragones'i koymamız gerekir. Aslında dün akşam sahaya çıkan 11, Aragones'in sahaya çıkartacağı en iyi 11'di. Bu kadar eksiğe rağmen bu takım gene bir şeyler yapmalıydı. Fatih Terim'in değişmezi olan Kazım sağda, Milli Takım kaptanı Emre, Selçuk'la beraber göbekte, daha yeni milyonlarca dolara imza atan Deivid, Güiza'ya yakın oynamakta. Eee daha ne olsun? Ama malesef hiçbir şey olmuyor! Golü yedikten sonra beraberliği sağlamak için ortaya konulan futbol, maçın başından beri konulsa belki işe yarayacak ama bu da olmuyor. Çünkü futbolcular yenilgiden sonra kendi içgüdüleriyle gol bulma yollarını deniyorlar. O sırada zaten maçın 20.00'de başlamasından dolayı Aragones uyuklamakta! Fenerbahçe için söyleyecek çok şeyimiz var. Ama bunları şu anda saklı tutuyorum. Çünkü önümüzde 26 yıldır alınmayan bir kupa var. O maçları bekleyeceğim. Sonrasında neler olacağını ben de merak ediyorum. Ankaraspor'a gelince; sevgili Aykut'u tebrik ediyorum. Her İstanbulspor'da olsun, Ankaraspor'da olsun, Konyaspor'da olsun çalıştırdığı her takımda Fenerbahçe'ye kök söktüren, şampiyonluklarını alan, puanlarını çalan Aykut dün de görevini en iyi şekilde yaptı. Kendisini 1-2 maçta yenildiği zaman Fenerbahçeli olmakla suçlayan komplo teorisyenlerine birer kapak daha taktığı için tebrik ederim.