Arkaya kaçmak yok! Şu anda Kadıköy'de sessizlik hakim ancak bu sessizlik hayra alamet değil Başarılarda ön plana çıkan teknik adamlar, başarısızlıkta sorumluluk almalı
Beşiktaş biraz tökezledi, Ertuğrul Sağlam ile yollarını ayırdı. Galatasaray, iddiasından uzaklaşır oldu, Skibbe'yi gönderdi. Büyük umutlarla gelen Bülent Korkmaz da topun ağzında. Sürekli zirvede dolaşan Trabzon biraz geriledi ve Ersun'la yollarını ayırdı. Aslında şöyle bakarsak, sezon başında Fenerbahçe'nin umutları bu takımlardan daha fazlaydı. Beş yılda 3 şampiyonluk kazanırken, ikisi de son dakikada kaçırılmıştı. Son iki yılda da hem UEFA'da hem de Devler Ligi'nde gruplardan çıkılmış hatta çeyrek final oynanmıştı. İlk hedef, yarı final olarak konulmuş, Şampiyonlar Ligi'nde rahatsızlık çekmemek için ligde işi erkenden garantiye almak, 26 yıldır da alınmayan kupaya da uzanmak diğer hedefler arasında olmuştu. Ama gelinen noktaya bakın. Şampiyonlar Ligi'ne tek galibiyet alamadan veda edilirken, bitime haftalara kala lige de mendil sallandı. Elde ise sadece kupa kaldı. Şu anda Kadıköy'de sessizlik hakim ama bu sessizlik hayra alamet değil. 13 Mayıs bekleniyor, sonrası büyük operasyona gebe. Bu arada bir de kongre var. Adaylar açıklansın, biz de fikirlerimizi açıklamaya başlayalım. Herkes bir şeyler söyleyecek ama son sözü bekleyenler delegeler olacak. Bekleyip göreceğiz. Ben hep Zico'nun kalmasından yana olan bir yazardım. Ama geçmişe bakmak bir şey kazandırmaz. İleri bakmalıyız. Niyetim, vurun abalıya demek değil ama Fenerbahçe'de bu değil. Başarılarda ön plana çıkan teknik adamların, başarısızlıklarda da arkalara kaçmamaları gerekir.