Sekiz eksikli Fener'e gol atamayan Sivas, 13 eksikli Trabzon'u dağıttı. Bordo-mavili formanın emanet edildiği hiçbir oyuncu geçer not alamadı. Geçen hafta Trabzonspor temel ilkelerde hata yapıyor, kendi kullandığı duran toptan tehlike yaşıyor demiştik. Aynı hata bu kez gol oldu. Zaten daha 5. dakikada haftalardır ısrarlı bir düşüş sergileyen ama yer darlığından adını zikredemediğimiz Serkan'ın hatasından gelen golle maça yenik başlamıştı bordo- mavililer. Gayet konsantre ve inançlı rakibinin aksine bu randevuya hiç hazırlanmadıkları belliydi. 'Trabzonspor'un 4 Eylül'den çıkarabileceği en iyi sonuç beraberlik olur' diyordum. Onu da alamadılar.
Şampiyonluğa ulaştılar gibi Trabzonspor taraftarı bir ara "Fener'in orta sahası Aurelio-Appiah" biz de "Hasan- Hüseyin" diye dert yanardı, dünkü orta saha ona bile rahmet okuttu. İdmansız Umut'a sarılmak tamam, ancak "Selçuk-Colman-Hüseyin" üçlüsünden daha ne bekler ki bir teknik adam? Ara transferde büyük para verilen "yaratıcı" oyuncunun takım iki pası bir araya getiremezken oyundan alınması kendini inkar. Sivas takım olarak Trabzon'dan daha sistematik başladı, skor avantajını yakaladıktan sonra da durumu idare etti. Takımını iyi hazırlayan Bülent Uygun artık şampiyonluğa ulaştı gibi. Kutlarım. Maçın en güzel yanı iki takımın dostça mücadelesiydi. Sami Yen'deki bol kartlı şımarıklığı yaşatmamak da şampiyonluk unvanının ötesinde bir başka altın madalya oldu "Anadolu Futbolu"na. Kardeşçe oynandı, hak eden kazandı...