Bazı maçlar vardır daha sahaya çıkmadan kazanmışsınızdır. Trabzonspor'un bu maçtan 3 puan çıkaracağı gün gibi ortadaydı. Hacettepe, ligden umudunu kesmiş, dahası Trabzon'un beşinciliğe düşmesi nedeniyle dolaylı motivasyon da gelmemiş. Yani maçın zorluk derecesi taban yapmış. Çok iyi olamasa da önceki haftalara göre belirgin derecede şık bir Trabzon izledik ilk yarıda. Giray-Alanzinho tercihi ve 4-3-2-1 dizilişiyle, çok pas yaparak başladı; Umut biraz dikkatli olsa maç erken kopacaktı... Özellikle Alanzinho'nun adam eksiltmeleri ev sahibi takımı zor durumlara düşürdü. Yattara eski Yattara olsa çok daha zengin bir skor ortaya çıkabilirdi. Sezon başından beri savunması skora katkı yapmayan şampiyonluk adayı olarak göze çarpan Trabzon'da bu kez üç savunma oyuncusunun gole dokunması dikkat çekiciydi.
Kulübeden hayır yok! Giray ve Egemen goller dışında da son derece başarılı performans sergilediler. Buna karşılık Serkan ve Cale'nin oyun anlayışlarında bir gerileme olduğunu söylemek zorundayız. İkinci yarıya çifte golle başlayan misafir takım skor rahatlığını bulunca o bildik 'jubile maçı' temposuna geri döndü. Yanal'ın ilk değişiklik kararını da doğru bulmadık. "İsaac'i bir gol atsın da kolay satalım" diye oyuna sokuyorsanız biraz anlayabiliriz. Ancak bu oyuncunun Trabzonspor'un sezon başı kadrosuna bile giremeyeceği görüşümüzü tekrarlarız. Hacettepe'nin bulduğu güzel golden sonra bir ara oyunu riske sokan Trabzonspor'a Yanal uzun süre tahammül etti. Sonra günün en iyisi Alanzinho'yu alıp Ceyhun'u koyduğunda anladık ki kulübeden hakikaten hayır yok. Tek çare kilit oyunculara daha çok istek ve sorumluluk duygusu enjekte etmek.