Kuraldır, ligin sonuna doğru her şey zorlaşır. Önünüzdeki hafta Mehmet Yıldız'lı Tum'lu, Kamanan'lı, Balili'li takımla hayati bir maçınız vardır; ama önce bu maçı kazanmanız gerekir. Sarı kart sınırındaki Egemen'i saklayamazsınız. O cezalı duruma düşecek pozisyonları da bulup hakeme takılırken siz kenarda fenalık geçirirsiniz. Maçtan çok basit iki görüntü. Rakip korner atıyor, ceza yayına düşecek toplara vurabilecek oyuncuyu engelleyecek Trabzonlu yok. Oysa futbolda temel önlemlerden biri bu. İlk yarının uzatma dakikası, bu kez Trabzonspor korner kullanıyor, Song da geri dönememiş. Kornerden açılan top göbekten diklemesine taşınıp Trabzonspor kale direğinde patlayan şuta dönüşüyor. Bir başka temel öğreti, es geçilmiş.
Orta saha alarm veriyor Ligin en çok şut atan ama en az isabet kaydeden takımı Trabzonspor bu kez müthiş bir şutla kazanıyor. Orta saha yine alarm veriyor. Hüseyin gibi büyük bir deneyimin, Sivas maçı arifesindeki form durumu tedirgin edici. Bir kırk beş dakika Selçuk yok oluyor, öbüründe Colman kayboluyor. Kulübede alternatif var demek zor. İlginçtir, Trabzonspor'da oyun genelinde iyi oynayanlar bile öyle vahim hatalar yapabiliyor ki. Bordo-mavili oyuncular kolay çalım yemede lider, alan savunması ve adam paylaşımında dipte. Bu zaaf hat-trick'i bordomavili takımın işini çok zorlaştırıyor. Maçın belli bölümlerinde basit top kayıpları da rekor düzeye çıkınca seyri güç bir oyun çıkıyor ortaya. Gençlerbirliği sahaya çok daha iyi yayıldı, daha bilinçli atağa çıktı ve daha çok pozisyon buldu. Yenilgiyi hak etmedi. Trabzonspor'a 3 puanı getiren 3'lü ise "Yattara, Sylva, sağ direk"ti.