Fenerbahçe için bu sene lig bitince kupayı alma zorunluluğu doğdu. Yok, niyetim 26 yıl geyiklerine falan girmek değil. (Hazır fırsat gelmişken bu iş de bitse iyi olur) Seneye Avrupa'ya gidebilmenin yolu kupadan geçiyordu. Gerçi önümüzde daha maçlar var ama ligdeki gidişat da ortada. Geçen hafta belirtmiştim; "Fenerbahçe tektir, ittifak yapmaz" demiştim. Yani "kupa sizin lig bizim olsun" muhabbetleri Kadıköy yakasında işlemez. Nerede işlediğini de gayet iyi biliriz. "Lig sizin olsun" dedikten üç gün sonra maçlarını kaybedenler, şimdi ortada "Tezgâh falan yok" diyorlar. Öteki taraf da tezgâhtan bahsediyor, kamuoyu da bunları yutuyor, öyle mi! "Hangi inandırıcılıkla?" sorusunun yanıtı da havada kalıyor. Fenerbahçeli futbolcuların bundan sonra yapacakları tek şey var; önündeki tüm maçları kazanmak ve adaleti eşit şekilde dağıtmak. Nasıl Sivas'ı yendiyse, nasıl büyük yaralar almasına rağmen Galatasaray'ı yarışın dışına attıysa, önündeki Beşiktaş ve Trabzonspor maçlarında da bu üst düzey motivasyonlarını ortaya koymalılar.
Sivas şampiyon olsun Doğrudur, Fenerbahçelilerin hemen hepsi Sivasspor'un şampiyon olmasını ister. Niye istemesin ki? Bir tarafta her gittiğinde küfürler yediği, şişeler, taşlar atıldığı statlar, diğer tarafta ağırlayan ve saygı gösteren bir şehir! Ama işin güzel tarafı bu duyguları taşımasına rağmen Sivas'ı da 4 golle uğurlayan bir zihniyet. (Zaten fark da burada!) Son sözüm yine tezgâh tacirlerine. "Bizi şampiyon yapmaz" diyenler kim? Sivas! Devre arası medyasıyla beraber barkovizyon gösterileri yapan kim? Beşiktaş! Taraftarıyla yürüyen kim? Trabzonspor! "Tezgâh var" diyen kim? Galatasaray! Duyan da bunlar küme düşüyor zannedecek. Halbuki ligin ilk 4 takımı. Peki hiç konuşmayan "Fenerasyon ve hakemler şampiyon yapacak" dedikleri Fenerbahçe nerede? Bunları söyleyenler neredeler? Sahi kuzum, gerçekten nerelerdesiniz?