1985 yılı Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası finalinde Liverpool ve Juventus maçında, Heysel Stadı'nda çıkan olaylarda çoğu İtalyan 38 taraftar hayatını kaybetmiş, Liverpool 6 yıl süreyle Avrupa kupalarından men cezası almıştı. Üstüne üstlük FIFA diğer İngiliz takımlarına da 5 yıl süreyle uluslararası maçlara katılmama cezası vermişti. İngiliz futbolu için bu bir felaketti ama onlar akıllanmadılar. 15 Nisan 1989 tarihinde Sheffield'de oynanan Notthingam- Liverpool Federasyon Kupası yarı final maçında çıkan olaylarda 96 Liverpool taraftarı hayatını kaybetti. İngilizler baktı ki kavga-dövüş sadece itibar değil para da kaybettiriyor, içlerindeki kavgacı ve pislikleri temizlediler. Sonra da 1992'de Premier Lig'i kurup radikal bir kararla ligin tüm yayın haklarını da BSkyB'ye sattılar. Bu satış İtalya ve İspanya gibi her takımın kendi hakkını istediği kanala sattığı düzenden çok farklı idi. İlk aldıkları para da 5 yıl için 191 milyon pound idi. Bugün ise deniz aşırı ülkelere satılan yayın hakları da dahil olmak üzere 3 yıllığına tam 2.7 milyar dolar eden ve dünyada tam 500 milyon kişinin seyrettiği bir ürün haline geldi. Yani değerini 18 yılda nerede ise 15 kat arttırdı. Biz ne yapıyoruz peki? Şikeci oyunculardan, para ile satın alındığı iddia edilen hakemlerden, menejerlik yapan başkanlardan, başkanlardan para alan uzaktan kumandalı gazetecilerden, birbirinin boğazına sarılan sözde dost futbolculardan bahsedip küfürden başka bir şey bilmeyen TV yorumcularından ve bunların paranoyalarından oluşan bir düzen kuruyoruz. Sonra da bu malı pazarlamaya kalkıyoruz. Dalga mı geçiyorsunuz Allah aşkına? Böylesine kötü bir mala kim alıcı çıkar? İngiliz aptal mı ki kendi malını şike-teşvik- çirkef üçgeninde rezil etsin, kötülesin. Biz ise hâlâ devam edelim kendi malımızı kötülemeye. Yakında bu mala para verecek yayıncı da bulamayacaksınız beyler. Benden söylemesi!