Eskişehirspor maçı, Aragones'in kendisini ele verdiği klasik maçlardan biriydi. Maçı kazandıran adam, "doğaçlama oynayan" Roberto Carlos'tur. Ama bir transfer anıtı duruyordu sahanın ortasında. Josico!.. Fenerbahçe tarihine altın harflerle yazılan adam. Bu adama yer arayan Aragones'ten, Fenerbahçe'de hâlâ ışık bekleniyor.
***
Vermediğiniz şeyleri alamazsınız. Almak için ruhunuzu vermeniz gerekir. Ama önce ruhsuz adamlara forma verenleri sorgulamak gerekir. PAF takımında, Josico'dan, çok daha yararlı olacak, nice genç vardır da. O yürek Aragones'te var mıdır? Böyle bir teknik adama Fenerbahçe'yi teslim etmek, en kabız yatırım olarak tarihe geçerken, hangi dere geçildi de, atlar değiştirilmesin? Ne yani, Eskişehirspor'u yenmekle, Fenerbahçe'nin şampiyonluk düşleri mi süsleniyor?
***
Hâlâ takımın en diri adamı 36 yaşındaki Roberto Carlos oluyorsa... Sezon başından beri takımın amortismanı gibi duran Güiza, bir maçla kral sayılıyorsa. Selçuk Şahin gibi biri, Fenerbahçe kulübüyle pazarlık yapacak gücü kendinde bulabiliyorsa... Bu takımın kendisine kazacağı kuyular daha bitmedi demektir.
***
Beşiktaş, bu ligin gizli lideri. Kazanmak için her şeyi yapıyorlar. Kayseri maçında Yusuf Şimşek harika oynadı. Ama Ernst, ara transfer olmasına rağmen, yılın en anlamlı transferi. Sivok da görünmez kahraman. İhtiyaç molası bile vermeyen işçiler gibi.
***
Sivasspor için hâlâ büyük umutlar sürüyor. Onlar ligin Spartaküs'leri... Ama Denizli'deki hakemliği de işaret etmeliyim. Denizlispor'un attığı golün üzerine yatmak hakemlik değil. Ne yazık ki, ülkemizdeki hakemler sadece adaletsizliğin gözbebeği değil. Sistemin el bebeği, gül bebeği.
***
Trabzon'da, Şampiyonlar Ligi'ne katılmayı reddeden ihtimaller artarken, Trabzonspor taraftarı Fatih Tekke'ye sadakat sloganları attı. O sloganların yarısı da Fatih Terim'e postalandı. Milli maçtan sonra soyunma odasında "Beni sattınız" diye haykıran imparatora! Hakkını yediği adamlardan özür dilemeye dili dönmeyenlerin, talihi de ters döner.
***
Hafta içinde Sarıyer'deki Balıkçı Kahraman'da ilginç bir toplantı vardı. Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, Denizlispor Başkanı Ali İpek, Fenerbahçe yöneticisi Şekip Mostruoğlu ve Milli Takımlar Sorumlusu Levent Kızıl. Beyefendilerin açıklamasına göre, bu toplantı "kız isteme" meselesiyle ilgiliymiş. Türkiye'de her yemeğin altından yanık kokuları geldiği için. Mahmut Özgener, bu ülkenin en güvenilmez adamlarından biri olduğu için Yıldırım Demirören, yemek masalarına abone olduğu için. Diğerleri de yüreklerde sabıkalı olduğu için... Ben bu yemek meselesinin, "kız istemek" tarafına çekilmesine inanmadım.
***
Yıllar önce bir restoranda bir duvar yazısı okumuştum. "Makyajınla, rujunla güzelim diye övünme. Yollar da pırıl pırıldır ama, altından kanalizasyon geçer." O yüzden görünen kadar, görünmeyene bakarım. Çünkü bilirim ki, derinlikler inilmez olan değildir. Hele bizim gibi yeraltı zenginliklerinin bol olduğu bir ülkede.