Neredeyse her takımın birbirini her sahada yenebileceğine defalarca tanık olduk bu sezon. Ve sezonun bitimine tam 9 hafta kalmışken, Fenerbahçe ile lider Sivasspor arasındaki puan farkı sadece altı. Ama şampiyonluk potasındaki takımlar arasında en az şans, Fenerbahçe'ye veriliyor ne yazık ki. Peki neden acaba? Şüphesiz bu sezon Halis Özkahya'nın, Bursaspor maçındaki yönetimiyle belgelendiği gibi çelmelendi kimi maçlarda sarı-lacivertliler. Keza, her takım ve teknik direktör, Fenerbahçe maçlarına daha konsantre hazırlanıyor. İyi de Aragones ve talebelerinin beklentileri karşılayamayan futbol ve performansının ana nedenini getirip hakem hatalarına ve rakiplerinin konsantrasyonuna bağlamak biraz ayıp olmaz mı? Grup başarısının en temel gerekliliklerinden biri yetenek ve birikimdir. Ancak yetenek ve birikimin boyutu ne düzeyde olursa olsun, iyi ve doğru bir "yönetim"den yoksunluk, kapasiteyi öğütür.
Teknik kadro sorunlu! İşte, Fenerbahçe'nin bu sezon beklentilere cevap verememesinin nedenleri bu gerçekte gizlidir. Mesela Aurelio'nun "şaka" gibi gelen gidişi, Türk futbolcusunun yapısıyla taban tabana zıt bir mantaliteye sahip ve ülkesi dışında en ufak bir deneyimi bulunmayan Aragones'e takımın teslim edilmesi ve son üç sezonun en yararlı futbolcularından Lugano'yla hâlâ anlaşmaya varılmaması bu durumun tipik örneğidir, idari açıdan. Teknik yönden Aragones'in kadroyu değerlendirmesini, oyuncu değişikliklerini, yenilgilerden sonra kadrosuna fatura kesmesini, 1-0'lık galibiyet ve hâtta 0-0'lık beraberliklerle yetinmeye çalışmasını zaten biliyorsunuz. Kimi okurlarım, mailleriyle "Kazanınca kadroyu övüyor, kaybedince Aragones'i suçluyorsun" diyerek sitem ediyorr. Eğer futbolcular kendi başlarına motive olabilse, rakibe göre taktik belirleyebilse, bütün dünyada hedef sahibi kulüpler (Aragones örneğindeki gibi) teknik direktörlere milyon euro'ları neden ödesin ki. Dolayısıyla 6 puanlık farkı kapatacak zamanı ve kapasitesi var Fenerbahçe'nin. Ama bu süreci yönetecek teknik kadrosu yok, ne yazık ki.