Bülent hoca ile hayatımda hiç tanışmışlığım, konuşmuşluğum yok... ''Fener'in Guardiola'sı B.Uygun olmalı '' diye yazdığımda aldığım olumlu tepkilerin yanında olumsuz olanların, % 90'ı onun kişiliğine yönelikti. ''Teknik olarak doğrusun doktor, ama kişilik olarak yanılıyorsun hoca hakkında'' diyorlardı. ''Aslında stresli, sinirli ve zor durumlarda kavgacı olabilir'' diye yazıyordu okuyucularım... Ben böyle olmayacağını umuyordum, öyle olsun istiyordum daha doğrusu... Bu nedenle başka bir gözle baktım onun Ankara maçında yaptıklarına... Anlamaya çalıştım onu... Ama... Ama... Anlayamadım... Alt tarafı bir maçtı ve hakem de onun hareketine neden olacak kadar kötü bir maç yönetmemişti. Kaldı ki yönetse bile hiç kimsenin böyle bir harekete hakkı yoktu. Şu ayrımı iyi yapmak zorundayız. Oyuncunun tavrı sadece kendini bağlar. Yani Emre'nin yanlış davranışı Emre'nindir, Fenerbahçe'nin değil... Hesabı, ödeyecekse Emre öder. Ama hocaların tavrı, camialarını da bağlar... Bu nedenle, tasvip etmediğim davranışı nedeni ile Bülent hoca, sadece kendi geleceğine değil, aslında çok iyi korumaya çalıştığını bildiğim Sivas camiasına da haksız bir zarar vermiştir. Ve en önemlisi... Emre sade bir oyuncudur, lider değildir, kendini kontrol edememesi, bir kişilik zarar verir. Oysa Bülent hoca lider konumundadır. Lider ise "zor şartlar altında , doğru karar verme yeteneği olması gereken" bir kişilik olmalıdır. Aksi takdirde , tüm takıma zarar verir... Kısa vadede görmeyebilirsiniz... Ama uzun vadede bu davranışın olumsuz etkilerini yaşayabilir takım... Biraz daha dikkat Bülent hoca... Karadenizlilikle falan açıklanamayacak sorunlar açma başına... Eleştirilerini yapıcı olarak yapmaya çalışan bir futbol sevdalısı doktorun naçizane öğüdü olarak al bu yazıyı da!