Emre ve Volkan Demirel'in cezalı, Deivid'in sakat olduğu maçta, F.Bahçe'nin yedek kulübesinin ne kadar zayıf olduğu iyice gün yüzüne çıktı. Deivid'in yerine, "gizli bir operasyonla" kadro dışı bırakılmış Kazım "mecburen" kadrodaydı. Mecburen diyorum; Aragones'in hafta boyunca antrenmanlarda as takımda yer verdiği Gökhan Emreciksin, sanırım hâlâ "alkol" komasındaydı! F.Bahçe yönetimi, Gökhan'ın kötü oynama ve baskı altında kalma ihtimaline karşı zoraki ilk 11'de Kazım'ı oynattırdı. Eminim Kazım da şaşırmıştır. Hâlâ akıllanmadığı, sahadaki savruk halinden belliydi. Sarı-lacivertilerin tek hareketli ve kazanmayı isteyen tarafı savunmasıydı. Özellikle Edu ve Lugano, Kocaelispor forvetlerine göz açtırmadı. Kocaeli forvetleri demişken; Bu Taner Gülleri'nin nasıl bu kadar gol atabildiğine şaşırmamak elde değil! Adamın topa koşacak hali kalmamış. Koca ilk yarı boyunca F.Bahçe'nin Roberto Carlos'un uzaktan attığı gol dışında elle tutulur bir pozisyonu yok. Sol kanatta Uğur ne yaptığı bilmez bir halde oynuyor. Bir tane olumlu top kullanamadı.
1-1 normal sonuç Kocaeli'nin siyahi oyuncuları Nsumbu ve Agbetu'yu beğendim. Kocaeli'nin biraz gücü olsa F.Bahçe'yi yenmeleri işten bile değildi. Aragones, ikinci yarıda Josico ve Güiza'yı oyuna alarak hücum gücünü arttırmayı düşündü. Ancak ligin dibine demir atmış Kocaeli'nin baskısı daha da arttı. Bir sözüm de F.Bahçeli taraftarlara... Kaleci Volkan Babacan gencecik, gelecek vadeden bir oyuncu. Çok zor kaleci yetişen Türk futbolunda, bu formayı belki de yıllarca giyecek. Bir iki hatalı hareket yüzünden ıslık, kıyamet yapmanın bir anlamı var mı? Kocaeli'nin "beklenen" golü 87. dakikada geldi. Zaten maçın hakkı da beraberlikti. F.Bahçe'de Lugano, Deniz ve Edu dışında kazanmayı isteyen kimse yok gibiydi. Zorlu Sivas, Kayseri maçlarını çok iyi oynayarak kayıpsız geçen sarı-lacivertliler, yine derede boğuldu! Yazık çok yazık! Not: Dün gece kimse hakemle kavga etmedi, kimse rakip takım oyuncusuna, "Pis zenci" demedi, kimse kimseyi boğazını kesmekle tehdit etmedi! Neden acaba?