Olimpiyat Stadı'nda bırakın futbolu, olimpiyat hangi sporunun yapılabileceğini gerçekten çok merak ediyorum. Golü "rüzgar" atıyor, savunmayı ve hücumu "rüzgar" yapıyor! Argo tabiriyle "rüzgar yapan" rakibine kart göstertiyor! İşte böyle bir ilk yarı izledik Olimpiyat Stadı'nda. F.Bahçe Teknik Direktörü Aragones, gerçekten de başkan Aziz Yıldırım'ın dediği gibi, "Tam da kafasına göre bir teknik adam." Geçen hafta kendisini eleştiren Uğur kulübeyi boylamış, sahada varlığıyla yokluğu belli olmayan Vederson var. Yıldırım'a eleştiri yapan kulüpten, Aragones'i eleştiren ilk 11'den kesiliyor! Ne güzel adalet! Dedik ya maçın kahramanı rüzgardı. O kimin arkasındaysa kazanan o olacaktı! Ama rüzgar bile mücadele edenin, savaşanın yanındaydı. İstanbul BŞB, ilk yarıda rüzgardan değil ama "ofsayttan" bulduğu golle öne geçti. F.Bahçe'nin usta ayaklar rüzgarın esiri olmuş, bir türlü etkili olamıyordu. Belediye ekibinden Mahmut'un kırmızı kart görmesi, sarı- lacivertlilerin büyük şansıydı. Aragones'in ikinci yarının hemen başında forvete takviye yapmamasının sebebini bir türlü anlayamadım. Yahu rakip 10 kişi kalmış, saldır ve işi bitir. Ama hayatı boyunca İspanya Milli Takımı dışında "büyük" takım çalıştırmamış olan Aragones, bu cesareti gösteremedi! Tribünlerinde bastırmasıyla ancak 58. dakikada Semih oyuna girdi.
Savaştı, kazandı Ama Güiza'nın yerine! Yani F.Bahçe'yi 10 kişi kalmış rakibe rağmen çift forvet izleyemedik! Şampiyonluk korkakların değil, sadece cesurların kazanabileceği bir unvan. Aragones'in çalıştırdığı F.Bahçe bu unvanı asla hak etmiyor. Abdullah Avcı ve öğrencilerini tebrik ediyorum. Rakibin "adının" büyüklüğüne bakmadan savaştılar ve kazandılar. 100 milyon dolarlık takım, geçen hafta Eskişehirspor'un 6 gol birden attığı 10 kişi kalmış İstanbul BŞB'ye gol atamadan yenildi. Yazıklar olsun! Kim demiş, "Rüzgar eken, fırtına biçer" diye! Belediye rüzgar ekti, F.Bahçe'nin şampiyonluğu gitti. Haydi, geçmiş olsun! Başkan Aziz Yıldırım'a önümüzdeki "başkanlık" seçiminde başarılar!