Son zamanların temposu en yüksek futbolunu izledik. Adeta final gibi bir maç oldu. Trabzonspor, özellikle ilk yarıda bu noktalara geldiğini kanıtlarcasına mükemmel oynadı. Öne geçtikten sonra savunmasını çok sağlam tutup, Beşiktaş'ın forvetlerine göz açtırmadı. Şu bir gerçek ki daha maç başlarken Beşiktaş'ın işinin kolay olmadığı anlaşılıyordu. Çünkü Mustafa Denizli, inadından vazgeçmemiş, iki ön liberolu ve tek forvetli klasik sistemiyle Trabzonspor'un ekmeğine yağ sürmüştü. Denizli, yaptığı hatayı sanırım devre arasında soyunma odasında anlamış olmalı ki ikinci yarıya iki radikal değişiklikle çıktı. İlk yarıda çok top kaybıyla oynayan Yusuf'u ve hiçbir şey oynamayan Serdar Özkan'ı çıkarıp, Delgado ile Bobo'yu sahaya sürdü. Bu değişikliklerle Beşiktaş, ikinci yarıda adeta tek kale oynadı ve fırtına gibi esti. İlginçtir, ligin korner rekortmeni Beşiktaş nihayet 151. kornerinde Bobo'nun şahane kafa şutuyla ilk golünü buldu.
Tarihi fırsat kaçtı Bu beraberlik, bundan sonrası için Beşiktaş'ın işine yarar mı? Aslına bakarsanız Beşiktaş kaybetse kesinlikle şampiyonluk defterini kapatırdı. Sonlara doğru gelen Bobo golü hem Beşiktaş'ı hem de Mustafa Denizli'yi nispeten kurtardı. Beşiktaş eğer kazansa, şuan ligin favorisi durumuna geçecekti. Yani tarihi bir fırsatı kaçırdı. Yine de yenilgiyi önleyen beraberlik golü Beşiktaş için çok önemli bir teselli oldu. Her şeye rağmen Beşiktaş'ın sezon başından bu yana kazanma hırsını doruk noktaya çıkardığı ender maçlardan birisiydi. Maçın hakemi Yunus Yıldırım'a laf yok. Bazı faul kararlarındaki yanlışlıklara rağmen, adam gibi maç yönetip eleştiri alabilecek önemli hiçbir falso yapmadı. Böyle hakemlere ihtiyacımız var.