Sevgili Selçuk Yula ile Zico'nun gelmesinden gitmesine kadar arkasında duran 1-2 kişiden biriydim. Yanlış yapıldı, gönderildi. Aragones ilk geldiğinde 'hücumcuları alır, savunma yapmasını öğretir ve F.Bahçe de tek ön liberolu, çift santrforlu sistemle sağlam gelir' diye düşünmüş ve yazmıştım. Ayrıca 'Aurelio'yu sattırmaz' diye de eklemiştim. Ama Aragones, Aurelio satılıp ve benim çok itiraz edip "Almayın, bunlardan çok var" diye yazdığım Maldonado ile Josico'yu transfer edip, Semih'i de kenarda bırakınca ve de takımı kondisyon olarak çalıştıramayınca 3-4 hafta sonra, beni yorumlarımda yanıltan Dede'den desteğimi çektim. Her yazımda da bunu belirttim. Peki, yeni yapılanan F.Bahçe'de, Aragones giderse teknik adam kim olmalıydı? Önce size 2 teknik adam profili çizelim... 1- Adam; Prens Sultan Bin Fahd Stadyumu'nun soyunma odasında maç sonunda dalıp gitmişti genç adam. Ne işi vardı burada? 11 sene Barcelona'da oynadıktan sonra herkesi şaşırtıp Brescia'ya gidişi bile olay olmuşken, şimdi neden düşmüştü ki buralara? Bir sezondan biraz fazla dayandı buraya ama sonrasında gittiği Meksika'nın Dorados takımında da artık futbolun ona bu yaşta zevk vermediğini düşündüğü için noktaladı saha içindeki yaşamını. 2- Adam; Fenerbahçe'nin en iyi sezonlarından birini yaşatmasına, orta saha oynayıp gol kralı olan nadir adamlarından biri olmasına rağmen başkanın tasarrufu ile gönderildi çok sevdiği takımından. Şok olmuştu, hak etmemişti bu durumu. Futbolu Sivas'ta bırakmak zorunda kaldı. Yine hiç hak etmediği bir şekilde. 1. Adam Guardiola idi, İspanya'nın en iyi orta saha oyuncularından 2. Adam Bülent Uygun idi, benim tanıdığım bu ülkenin en iyi orta sahalarından. Guardiola, Barça B'yi çalıştırdıktan sonra geldi Barcelona'ya. Çıbanbaşı gördüğü ve antrenmandan kaytardıklarını bildiği Deco ve Ronaldinho'yu hemen sattırdı. Risk aldı hemen. Messi'nin yediklerine karıştı, playstation oyunundan vazgeçirdi. Başta sıkıldı ama sonra başardı. Bülent Uygun, 2005-06'da Lorant'ın yanında menajerken, onun kovulması ile geldi takıma. O gelene kadar yedek kulübesi ile akrabalık kurmuş olan Mehmet Yıldız bir anda ilk 11'e girdi. Takım onunla geçirdiği ilk TAMsezonda, 2006-07 de, 7. idi ama herkesin gözünden kaçan bir durum vardı. Deplasmanda Beşiktaş ve G.Saray 6 kez kaybederken onlar da sadece 7 kez yenilmişlerdi. Onun teknik direktörü Lorant ise şimdi Slovak liginin deplasmanda maç kazanamamış 2 takımından biri haline getirdiği Dunajska'yı süründürüyordu. Bu 2 adamın ortak çok yönü var. İkisi de çok başarılı orta saha oyuncuları. İkisi de , orta gelirli ailelerden gelmişler. İkisi de çok parlak günlerle başlayan futbol hayatlarının sonunda daha küçük ve heyecan vermeyen takımlarda oynamışlar ve zirvede bitirememişler. Ama ikisi de sevdikleri ve onlara kucak açan takımın alt kademelerinden başlayıp, teknik adamlığına yükselmişler. İkisi de gözlerini bile kırpmadan, gelir gelmez kadrolarında radikal değişikliklere gitmiş ve de başarılı olmuşlar. İkisi de hücuma gitmeyi seven orta saha adamları ile oynamayı çok seviyorlar. İşte bu nedenle, bana göre F.Bahçe'nin Guardiola'sı Bülent Uygun olmalı. Peki F.Bahçe neleri göze almalı, Bülent Uygun gelecekse?
UYGUN GENÇLERİ OYNATIR, FENER 1 YIL SABREDER? 1- Bülent hocanın, henüz yıldızlarla çalışma konusunda deneyimi yok. Elinde hep başka takımlarda ön plana çıkmamış oyuncular olmuş ve bunlardan maksimum yararlanmış. Musa, Mohamed, Devran, Mehmet Yıldız ve tanıdığım birçok teknik adamın 'tembel' dediği Balili bunlara örnek. Dolayısıyla F.Bahçe, Uygun'un eline genç bir takım vermek durumunda. Bu da en az 1 yıllık bir bekleme, hatta şampiyonluktan vazgeçme periyodu demek. Bence gelecek 5 yıl adına bu göze alınmayacak risk değil.
SİVAS'TA KAS SAKATLIĞI YOK, ÇÜNKÜ... 2- Bülent Uygun iyi bir çalıştırıcı. Sivas'ın performansı bunu gösteriyor. Ligimizde ölçülmeyen 'bir maçta koşulan mesafe' değeri, bana göre Sivas takımında 95 kilometrenin üstünde ki bu Avrupa'da da ortalama 95 km civarında. Takım, hem de kısıtlı oyuncularla çok sık maç yapmasına rağmen dikkat edin fazla sakat vermiyor. Özellikle kötü ve az çalışan takımlarda oluşan 'kas sakatlıkları' Sivas'ta çok az. Bu da, bilimsel metotlarla çalışan Uygun'un başarısı. Bugün, az çalıştığı için, sahada mücadele edemeyen F.Bahçe'ye bu açıdan da ilaç gibi gelir hoca.
DOĞRU TRANSFERİ UCUZA YAPTIRIYOR 3- Benim için tek soru işareti, Avrupa'da oyuncu takip edip etmediği idi. Ama Kamanan'ı gördünüz. Ligin tozunu atacak. Böyle bir oyuncuyu, hem de komik paralara getiren bir teknik adamın, Avrupa'dan transfer konusunda da çok iş yapacağını düşünüyorum.
MEDYADA FAZLA GÖRÜNMEMESİ GEREKİR 4- Hocanın, son derece insani olsa da hani, 'o kadarı kadı kızında da olur' türünde tek kusuru çok fazla demeç vermesi, TV'lerde çok fazla gözükmesi. Aslında bence bu durum yine 'iyi insan olma' vasfından kaynaklanıyor ama yine de bu tavrını gözden geçirmesi gerekiyor. Çünkü F.Bahçe camiasının içinde 'başka kanallar ile fazla iştigal' şansı olamaz.
GENÇ OYUNCULAR ONUNLA COŞAR 5- Genç oyunculara ağabeylik yaparak onları takıma kazandırma becerisi çok yüksek. Bu nedenle Gökhan Emreciksin, Abdulkadir, Gökhan Gönül, Kazım, Uğur, Volkan Babacan'ın performansları çok artacaktır.
GOL VE HÜCUM İÇİN OYNAYAN BİR FENER OLUR 6- Türkiye Ligi'nde gol kralı olmuş, orta saha oynayan sanırım ilk ve tek Türk oyuncudur. Bu da F.Bahçe'nin gole dönük takım olma özelliğini artırır. Balili ve Mehmet Yıldız'ı takıma koyup, santrfor Tum'dan orta sahada yararlanan bir hocadan bu oyun tarzını beklemek hayal olmayacaktır.
İÇTEN GÖZYAŞLARI ONU TARAFTARA DA SEVDİRİR 7- Tribünler, mütevazı yapılı bu hocayı sevecektir. Ülkesini ve milletini çok seven, istiklal marşında gözyaşı döken duygusal yapısı insanlara onu sıcak gösterecektir. Fener medyası da ona karşı tavır almayacaktır. Dr. Gürkan diyor ki; Bu durumda iş, Aragones'in sezon sonunda gönderilmesine ve Mecnun başkanın da hocasının önünü açmasına kalmaktadır. Çalıştırdığı 12 takımın 8'inde ilk sezon sonunda gönderilmiş olan Aragones için bu durumu kabullenmek zor olmaz. O nedenle bence bu anlaşma şimdiden yapılmalı ve Bülent Uygun'a F.Bahçe için oyuncu bakma şansı da şimdiden sağlanmalıdır. Gençliği dezavantaj değildir. Tam tersi, idealleri olan genç adamlar açtırlar ve her şeylerini takımlarına verirler. F.Bahçe, Ersun Yanal'da bu fırsatı kaçırmıştır, Bülent Uygun'u kaçırmamalıdır. Guardiola'ya nasıl ki Barça ağır gelmemiş ise Bülent Uygun'a da F.Bahçe ağır gelmeyecektir. Bu arada meraklısına not: Hayatımda Bülent Uygun ile bir kez bile konuşmuşluğum, yani tanışmışlığım yoktur...