Beşiktaş, ligin ikinci bölümüne rakiplerinin "altın tepside" ikram ettiği puanlar ile mükemmel bir başlangıç yapmıştı. Zirve yolundaki rakipleri ilk 2 hafta puan kayıpları yaşarken, fire vermeyen Beşiktaş umutlanmıştı. Bu galibiyetler devam etse ve bir seri yakalasa Beşiktaş'ın zirve umutları gerçekleşebilirdi. Konya'daki "facia futbol" ve kayıp 2 puan her şeyi alt üst etti. Bu haftaki derbide kazanan Trabzonspor olursa puan farkı 9'a çıkacak ve Beşiktaş şampiyonluk defterini erkenden kapatacak. Demek ki Mustafa Denizli ve Beşiktaşlı futbolcular yeniden Sırat Köprüsü'ne geldiler. Bu hafta ya "tamam" ya da "devam" haftası olacak. Beşiktaş, Konya'daki gibi kişiliksiz, renksiz, anlamsız oynarsa pazar günü kesin kaybeder. Konya'da Nobre'nin oyuna geç alınışı dışında bir Mustafa Denizli falsosu olmadı. Falsoyu hiçbir şey oynamayan futbolcuların tamamı yaptı. Ama bir gerçeğin altını çizelim... Beşiktaş, İstanbul dışına çıkınca futbolu unutuyor. Denizli yönetiminde 6 deplasman maçında sadece bir Gençlerbirliği galibiyeti var. 6 dış saha maçında alınan toplam 5 puan bir deplasman fakirliği anlamına geliyor. Peki Beşiktaş, bu hafta "devam" diyebilir mi? Sanırım kaybetmez. Kazanması ise futboluna bağlı. Kaldı ki ara transferde doğru işlerin yapıldığı da bir gerçek. Yusuf, Ernst ve Erkan çok önemli eksikleri kapatacak potansiyele sahipler. Konya'da hayal kırıklığına neden olsa bile Ernst, Beşiktaş orta sahası için büyük kazanç olacak. Uzun lafın kısası; Beşiktaş "kader haftasına" girdi. Puan kaybetme limiti bitti. Ya kazanıp, yarışta kalacak... Ya da kaybedip, tribünleri boşaltacak...