60 dakika boyunca insanı uyutan, neredeyse futbola soğutan bir oyun vardı 19 Mayıs'ta. Galatasaray, bir Skibbe klasiği olan 4-4-1-1'le, Ankaragücü'ne ne adım attırıyor, ne de kendi adım atıyordu. Bu sistemin çalışması, yıldızların ortaya çıkmasına bağlıydı. Ama ne Arda vardı ortada ne Kewell, ne Lincoln. Durum böyle olunca Baros da var mı yok mu anlaşılmıyordu doğal olarak! Skibbe'nin, Lincoln'ün önerisi üzerine döndüğü 4-4-1-1 sisteminin çalışması, orta dörtlünün önündeki 1'e, yani bizzat Lincoln'ün kendisine bağlıydı aslında. Lincoln oynarsa sistem başarılı oluyor. Ama Berlin Fatihi, Ankara'daki maçın ilk yarısında yoktu ortalarda. 60. dakikada her şey değişti. Galatasaray oyuncu ve sistem değişikliğine gitti. Ama bu hamle Skibbe'den çok, Barış'ın sürpriz sakatlığıyla alakalıydı. Barış, "çıkarın" işareti yapınca, Skibbe, Aydın'ı sahaya sürdü. Aydın ortanın sağına gelip o tarafta çürümeye terkedilen Kewell'i forvete itti. Çift forvete dönüş Galatasaray'ı hareketlendirdi. Lincoln sazı eline aldı, başladı Ankara havaları çalmaya. 2 Baros'a, 1 de Kewell'a gol attırdı.
Ya Kewell ya Arda İşte maçın sonuçları: 1- Galatasaray deplasman fobisini de yendi Ankara'da ve üç büyükler içinde en iyi konuma yükseldi. 2- Lincoln'un çıkışı sürüyor. 3 asistle maçı koparan isimdi. Galatasaray'ın onsuz geldiği Ankaraspor deplasmanında gol bile atamaması, bağımlılık derecesinin göstergesi sanki. 3- Sanctis takıma oturdu. 2-3 tane çok iyi top çıkardı. Kale sağlam yani. 4- Orta sahada Meira'nın yerine kim oynasa daha iyi olurdu. Topal sakatlık sonrası haliyle bile önemli bir boşluğu doldurdu. Meira'nın önündeki ikili güçlenince o da kendini buldu. 5- Galatasaray'da kanatlar bir süredir yarım yamalak çalışıyor. Arda son haftalarda eski formundan uzak. Kewell ise Arda solu kapattığından beri iyice kayıpları oynuyor sağda. 6- Sağda Kewell'ı ya da Arda'yı oynatmak artık takımı 10 kişi bırakmak gibi bir şey. Skibbe sanırım zor bir tercihe mecbur kalacak çok yakında.