G.Saray için sezon başında her şey ne kadar güzeldi. Yönetim cebindeki akrebi çıkarmış, yıllardır yapılmayan transferler yapılmış, sezona geçen yılın şampiyonu, yeni sezonun da en büyük şampiyon adayı olarak başlanmıştı. "21.45" sloganı ile tarihe geçen Polat, Canaydın'dan başkanlığı devralmış, yeni umutlar ve hayaller sunmuştu. G.Saraylı mutlu, yeni şampiyonluklar beklentisindeydi. Aslında büyük düşünmek başarının temel anahtarıydı. Oluşturulan kadro, uluslararası üne ve karizmaya sahip bir ustanın eline teslim edilmeliydi. Asıl fedakârlık burada yapılmalı, eğer paraya kıyılıcaksa yer burası olmalıydı. Polat ve ekibi, adı sanı duyulmamış, hayatında bir kez tek başına takım çalıştırma şansı bulmuş Alman Skibbe'de karar kıldı. Önce ligde peşi sıra gelen puan kayıpları, ardından el sallaya sallaya giden Şampiyonlar Ligi şansı da G.Saraylı yöneticilerin gözünü açmadı. Skibbe yönetiminde, G.Saray garip puan kayıplarını sürdürmeye devam ediyordu. İşin perde arksında da yapılan anlaşma gereği ciddi bir tazminat kaygısı vardı. Bu nedenle 'Alman'a hemen kapı gösterilemiyordu.
Ne yapsan tınlamıyor Yönetim de anlamıştı tercihin yanlış olduğunu ama sorunu zararsız çözmenin yollarını arıyordu. Skibbe'nin yardımcıları gözden çıkarıldı. Alman hoca, onur meselesi yapar "Bırakıyorum" der sanıldı o da tutmadı. Skibbe, yönetimin belirlediği isimlerle yoluna devam etti. Ama hâlâ istikrar yoktu takımda. İki ileri, bir geri giden takım, çileden çıkarmaya başlamıştı. İki yönetici Adnan bu kez geçen yıl takımdan uzaklaştırdıkları Kalli'yi teknik danışman olarak atadı. Skibbe'den yine çıt yoktu. Başarısız maçlar dizisine Metalist de eklendi. Bay Skibbe daha önceki başarısızlıklarına çıldıracağına D Spor'da maçı anlatan spiker Emre Tilev'in, her gazetecinin kafasından geçirdiği "Bırakmayı düşünüyor musunuz?" sorsuna çıldırdı. "Aptalca soru" deyip, kaçarcasına yayından uzaklaştı. G.Saray'ın sorumluluk verdiği, şampiyonluk beklediği Skibbe buydu işte! G.Saray yönetimi, Feldkamp atağı ile aslında Skibbe'yi kaçırmayı planladı ama iş yine ters tepti. Geçen yıl "Biz Kalli ile mutlu değiliz" diyen ve o gittikten sonra G.Saray'ı şampiyon yapan futbolcuların başına Feldkamp'ı getirdi. Adama "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" demezler mi? G.Saray eriyor, taraftar çıldırıyor ama keyiften değil acıdan.